1922'de Filistin'deki Osmanlı egemenliğine son veren İngiltere Yahudilerin silahlı ve bombalı saldırılarıyla başa çıkamayarak buradan çekilmişti...
Filistin Merkezi İstatistik Bürosu verilerine göre 2023 yılı sonunda dünya genelindeki tahmini Filistinli sayısı yaklaşık 14,63 milyondur. Filistin topraklarında, 2,2 milyonundan fazlası Gazze Şeridinde, 3,3 milyonu Bati Şeria'da olmak üzere yaklaşık 5,5 milyon Filistinli yaşamaktadır.
İşgal altındaki Filistin topraklarında 77 yıldır süren "Büyük Felaket": Nekbe hakkında bir özet:
İsrail güçleri, Nekbe'de Filistinlilere ait 774 köy ve kasabayı işgal ederken, 531'ini ise tamamen yıktı, Filistinlilere yönelik 70 katliam gerçekleştirdi ve yaklaşık 15 bin kişiyi öldürdü.Filistinliler, İsrail'in 14 Mayıs 1948'de tarihi Filistin toprakları üzerinde kurulmasıyla zorunlu göçe ve katliamlara maruz kaldıkları o güne "Büyük Felaket" anlamına gelen "Nekbe" ismini veriyor.
Bir milyona yakın Filistinli silah zoruyla başka ülkelere sürgün edildi
Filistinlilerin "Nekbe" ismini verdiği 15 Mayıs tarihi, Filistin ve İsrail toplumlarının zihninde taban tabana zıt şekilde algılanıyor.
İsrailliler için "bir devletin kuruluş" günü olan 15 Mayıs, Filistinliler için ise nüfuslarının yüzde 67'sine tekabül eden 957 bin kişinin vatanlarından zorla çıkarılması ve kültürel, sosyal dokunun yok edilmesiyle başlayan ve günümüze kadar devam eden felaketler silsilesinin başlangıcı anlamına geliyor.
Nekbe sürecindeki Filistinlilerin çoğu, zorla yerlerinden çıkarılarak işgal altındaki Batı Şeria, Gazze Şeridi ve komşu Arap ülkelerine tehcir edildi.
O tarihten bu yana nüfus artışıyla Filistinli mültecilerin sayısı dünya genelinde 6 milyon 20 bine ulaştı. Bunların yaklaşık 5,3 milyonu Birleşmiş Milletler Filistinli Mültecilere Yardım Ajansına (UNRWA) kayıtlı durumda.
Nekbe olayında 15 bin Filistinli öldürüldü, 675 köy ve kasaba yok edildi...
İsrail, yaklaşık 27 bin kilometrekarelik ve yüzde 85'inden fazlası tarihi Filistin toprakları üzerine kuruldu. İsrail güçleri, Nekbe'de Filistinlilere ait 774 köy ve kasabayı işgal ederken, 531'ini ise tamamen yıktı, Filistinlilere yönelik 70 katliam gerçekleştirdi ve yaklaşık 15 bin kişiyi öldürdü.
İsrail güçleri Nekbe'de Filistinlilere ait 675 köy ve kasabayı yok etti ve binlerce Filistinliyi öldürdü. Birçok tarihi Filistin şehri de Yahudileştirildi.
Bu süreçte Necef Çölü (Negev) bölgesinde yaşayan Bedevi kabileler yerlerinden edildi. Ayrıca yerleşim bölgelerinin isimleri değiştirilerek kültürel kimlik de hedef alındı.
Nekbe, işgal altındaki topraklarda hala devam eden bir süreç
Filistinlilerin İsrail tarafından Nekbe'de yıkım, öldürme ve tehcire maruz kalmasıyla birlikte birçok tarihi Filistin şehri de Yahudileştirildi.
Ancak Nekbe, geçmişte yaşanan bir "Büyük Felaket"ten ibaret, bitmiş bir hadise değil, işgal edilmiş Filistin topraklarının geri kalanında bugün hala devam eden bir trajedi.
Nekbe, İsrail'in 1967'de işgal ettiği Batı Şeria ve Doğu Kudüs’te Filistinlilerin tehcir edilmesi, evlerinin yıkılması ve Filistinlilerin topraklarında yasa dışı Yahudi yerleşim birimlerinin kurulması gibi yöntemlerle sürüyor.
İşgal altındaki Doğu Kudüs'ün Eski Şehir, Şeyh Cerrah ve Silvan mahalleleri, işgal altındaki Batı Şeria'nın Mesafir Yatta bölgesi, İsrail içinde ülkenin güneyindeki Necef (Negev) Çölü bölgesi gibi tarihi Filistin topraklarında yaşayan Filistinliler yerlerinden edilme ve aşamalı bir tehcir yaşıyor.
İsrail; Meclisi, mahkemeleri, belediyeleri ve ordu kurumları aracılığıyla bu bölgelerde yaşayan Filistinli ailelerin tehcir edilmesi anlamına gelen kararlar alarak bu insanları evlerinden zorla çıkarmak istiyor. Bunun için İsrail kurumları kimi zaman "güvenlik" kimi zaman "ruhsat" gibi "yasal prosedürleri" kullanarak aşamalı bir tehcir politikası uyguluyor.
Tüm uluslararası tepkilere rağmen İsrail güçleri, Şeyh Cerrah ve Silvan mahalleleri başta olmak üzere işgal altındaki Doğu Kudüs'te Yahudi yerleşim birimlerini genişletme çabasıyla çok sayıda Filistinlinin evini yıkmaya devam ediyor.
Ayrıca, işgal altındaki Batı Şeria'da 250'den fazla yasa dışı Yahudi yerleşim birimi bulunuyor.
Bu yerlerde ikamet eden 700 binden fazla Yahudi yerleşimci, Batı Şeria'da yaşayan Filistinliler için hayatı daha da zor hale getiriyor.
Uluslararası hukuka göre, işgal altındaki topraklarda bulunan tüm Yahudi yerleşim birimleri yasa dışı kabul ediliyor.
Filistinlilerin nüfusu Nekbe'den bu yana 10 kat arttı
Öte yandan Filistinlilerin nüfusu, topraklarından zorunlu göçe tabi tutuldukları 1948'deki Nekbe'den (Büyük Felaket) bu yana yaklaşık 10 kat arttı.
Filistin Merkezi İstatistik Bürosunun verilerine göre, 1948'de 1 milyona yakın Filistinlinin yerinden edilmesine rağmen, dünyadaki toplam Filistinli sayısı 2022'nin sonunda 14 milyon 300 bine ulaşarak Nekbe'den bu yana yaklaşık 10 kat arttı.
Yıkım, öldürme ve tehcire rağmen o yıllarda kurulan İsrail içindeki Arap kasaba ve köylerinde 150 bine düşen Filistinli sayısı, 2021'in sonuna kadar yaklaşık 1 milyon 700 bine yükseldi.
Kudüs dahil Batı Şeria'daki Filistinli nüfusu 2022 yılı sonu itibarıyla yaklaşık 3 milyon 200 bin kişiye, Gazze Şeridi'nde ise yaklaşık 2 milyon 200 bin kişiye ulaştı.
Filistinliler; Batı Şeria, Kudüs, Gazze Şeridi ve bugünkü İsrail’i de içine alan tarihi Filistin topraklarındaki toplam nüfusun yüzde 50,1'ini oluştururken, Yahudiler yüzde 49,9'unu oluşturuyor.
FİLİSTİN'DEKİ YAHUDİ NÜFUSU
1517 - 5000
1882 - 24.000
1914 - 94.000
1931 - 174.610
1936 - 348.078
1939 - 449.000
1946 - 543.000
1947 - 630.000
1948 - 716.700
1950 - 1.203.000
1955 - 1.590.500
1960 - 1.911.300
1965 - 2.299.100
1970 - 2.582.000
1975 - 2.959.400
1980 - 3.282.700
1985 - 3.517.200
1990 - 3.946.700
1995 - 4.522.300
2000 - 4.955.400
2005 - 5.313.800
2010 - 5.802.900
2015 - 6.217.400
2020 - 6.870.000
2024 - 7.427.000
Yahudi lider Bensiyon Pinto: İsrail'de ilk sabah perdeyi açtığımda karşımda alabildiğine uzanan bir deniz ve o güne kadar hiç görmediğim bitkiler vardı...İstanbul'dakilere benzemiyordu hiçbiri...Şehrin göbeğinde yetişen sabra bitkileriymiş meğer.Ancak kumda yetişebilen bir ağaç...İsrail'in toprağı son derece verimsizdi.Yerdeki toprak değil kumdu...Sözünü ettiğim yer şimdi Tel Aviv'in en modern otellerinin olduğu bölgeydi...O zaman sahil boyunca , hiçbirinin beğenilecek yanı olmayan , ufak iki katlı evler sıralanıyordu...Arka mahalleler çok daha bakımsız ve geri kalmıştı...Kaldığımız yer, en elit muhitlerden biriydi...(...) İsrail'e gitmeden önce arkadaşlarla bir yerde toplanmıştık.Bana "Oğlum İsrail'e iner inmez insanın etrafını güzel kızlar sarıyormuş, orada herkes hayatını yaşıyormuş," dediler...O yaşta biri için bu çok cazipti.O zaman İstanbul Nişantaşı'nda olan İsrail konsolosluğu , bugün olduğu gibi İsrail'de okula gitmek isteyenleri yönlendirirdi.İsrail'e varınca , anlaşmalı olduğum okuldan beni karşılamaya geldiler.Uçaktan iner inmez beni ve birlikte gelenleri bu okuldan bir grup görevli karşıladı.Bir bardak portakal suyu verdiler.Kız filan yoktu tabii etrafta.Hayal kırıklığına uğramadım dersem yalan olur."
(Anlatmasam Olmazdı; Bensiyon Pinto; Sayfa: 58)
Theodor Herzl (1860-1904) çok erken, vakitsiz ölümüyle birlikte övgü, takdir, beğeni, sevgi, saygı sağnağına,tufanına tutuldu...Hayattayken bu kadar çok sevildiğini, saygıya değer bulunduğunu biliyor muydu acaba? Çünkü Theodor Herzl yaşarken soydaşları her buldukları fırsatta Herzl'in ensesinde boza pişirmişlerdi!
İsrail’in 10. yılında (1958'de) İsrail'e gidip kibbuztlar konusundaki Cumhuriyet gazetesinde yayınlanan yazısında Yaşar Kemal şöyle yazmıştı:
“Yetmişiki milletten kopup gelmiş insanlar, on yıldır İsrail’de bir arada, bir potada erimeye çalışıyorlar. Küçücük avuç uçu kadar bir toprakta insanoğlunun hayattaki en görülmeye, en üzerinde durulmaya değer olaylarından biri cereyan ediyor. İsrail, kapitalizm ile en ileri sosyalizmin yan yana yaşadığı bir yer... Paranın bulunmadığı, her insanın gücü yettiği kadar ürettiği, ihtiyacı kadar tükettiği Kibbutzlar var.”
1897 nüfus sayımında Rusya'da 5.000.000'dan fazla Yahudinin yaşadığı ortaya çıktı...Rusya Ukrayna ve Polonya'yı da işgal altında tutuyordu...
Naziler Almanyayı ele geçirdiğinde Almanya'da 500.000 Yahudi vardı...Bunlardan en az 10.000'i Nazi teröründen dolayı intihar etti...
Polonya'daki Holocaust'ta 3.000.000, Rusya ve Ukrayna'daki Holocaust'ta 2.000.000 Yahudi hayatını kaybetti...
Ağustos 1897'de Basel'de Theodor Herzl Yahudi halkının ilk meclisini topladı...Günlüğüne şöyle yazdı: Basel'de Yahudi devletini kurmuş bulunuyorum...
O dönemde Yahudi ülkesi için konuşulan alternatif topraklar arasında Güney Amerika'da bulunuyordu...
18 Ekim 1898'de Alman İmparatoru (Kayzer) 2. Wilhelm'le bir araya gelen Herzl'e Wilhelm Filistin konusunda onay vermişti...Ancak Herzl çok şanssız bir insandı...Wilhelm'le el sıkışmalarının David Wolffsohn (1856-1914) tarafından çekilen fotoğrafı bile ne yazık ki bir kazaya kurban gitti...Herzl o fotoğrafı kullanarak, o fotoğrafın da yardımıyla Yahudi ülkesi İsrail'in kurulması girişimini hızlandırmayı ummuştu...
İngiltere Kıbrıs'ın Yahudi ülkesi olması fikrine sıcak bakıyordu...Herzl de 1878'de 2. Abdülhamit'in / Osmanlı'nın Rus ordusunun işgalinden korunmak için İngiltere'ye verdiği Kıbrıs'ın Yahudi ülke olması fikrini başlangıçta onayladı...Ancak Herzl'in yoldaşları buna şiddetle karşı çıktılar ve Herzl'i çok üzdüler...
Theodor Herzl Kasım 1898'deki Jerusalem ziyaretinde şehirde kanalizasyon sistemi ve hijyenik önlemleri göremeyince dehşete kapılmış, çok üzülmüş ve fena halde morali bozulmuştu...
1901’de Theodor Herzl (Filistin’de İsrail’i kurma iznini koparabilmek için) Padişah 2. Abdülhamit tarafından kabûl edilmek için bugünkü otelin yerinde bulunan Çırağan Sarayı’nda saatlerce bekletilmişti!
1903'te İngilizler Yahudilere Uganda'yı teklif etti...
Öte yandan Herzl'in kişisel yaşamında çok fena bir gelişme yaşandı, hayatını kaybetmek üzereydi, Herzl'in kalp atış ritminde çok ciddi sorunlar vardı...Herzl bronşit zannettiği sağlık sorununun aslında genetik bir kalp hastalığı olduğunu öğrenmişti...Doktorlar fazla zamanı olmadığını söylediler...
Herzl tüm dünyadaki Yahudi halkının olağanüstü bir sevgi seline sahne olan 1904'teki cenaze töreniyle toprağa verildiğinde sadece 44 yaşındaydı...Bu kadar çok sevildiğini asla bilmeden gözlerini yumdu...
Kıbrıs ve Uganda'nın Yahudi ülkesi olması fikrine muhalif olan Yahudilerin korkunç öfkeleri, itirazları kuşkusuz Herzl'in yaşamını kısaltmıştı...
Batı Avrupa'da ve Kuzey Amerika'da çok konforlu, lüks ve rahat yaşam süren Yahudi toplulukları da İsrail'in bugünkü topraklarını bereketsiz, verimsiz ot bitmeyen çöller olarak tanımlayarak beğenmemişler, Herzl'e ateş püskürmüşler ve Herzl'in başını çok ağrıtmışlardı...
1909'da kurulan Tel Aviv için Bensiyon Pinto "Kumlar içinde bir şehir" diyor "Anlatmasam Olmazdı" adlı anılarında...(Sayfa: 57)
Winston Churchill Yahudi Başbakan Benjamin Disraeli'den söz ettiği Illustrated Sunday Herald'de 8 Şubat 1920'de yayınlanan yazısında yeryüzünde Yahudilerin en çok zulüm gördüğü ülke olarak Rusya'yı işaret etmişti...
Yararlanılan kaynaklar:
Genius and Anxiety: How Jews Changed the World, 1847–1947 / Norman Lebrecht
Living History: A Memoir / Chaim Herzog
Yaşar Kemal'in ilk eşi Mathilda Hanım Abdülhamit’in baştabibi, Yahudi asıllı Jak Mandil Paşa’nın torunu, Osmanlı Bankası Genel Müdürü’nün kızıydı.
Kendisini tanıyan herkesin alçakgönüllü, zeki ve zarif olarak nitelendirdiği Tilda ile Yaşar Kemal’in yolu Çukurova’da kesişti. 1952 yılında evlenen ikili tam 50 yıl evli kaldı.
Türkçe’nin yanı sıra İngilizce, Fransızca ve İspanyolca’ya anadili gibi hakim olan Tilda, Yaşar Kemal’in on yedi eserini yabancı dillere çevirdi. Dünyanın, Türkiye’nin edebiyat ustasını tanıması onun sayesinde oldu. Cengiz Çandar, 2001 yılında kaleme aldığı yazısında Tilda’yı şu şekilde tasvir etmişti:
“Dünya, Türkiye’nin usta dil kuyumcusunun, bu halkın asırlardan gelen gür bilgelik ırmağının uğultusunu Tilda sayesinde öğrendi. Yaşar Kemal, bu efsunlu efsaneler toprağının içinden akan pınar idiyse de, Tilda ile çağladı.”