NAZIM HİKMET'İN "KARIMA MEKTUP" ŞİİRİ

3 Haziran 1971 Perşembe günü Trabzon'un Akçaabat İlçesi'ndeki Cevizli Köyü'nde dünyaya gelen ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan 17 yaş genç olan Ekrem İmamoğlu, 2025'teki doğum gününde, Nazım Hikmet’in “Karıma Mektup” şiirini okuduğu anları paylaştı.

3 Haziran 1963 Pazartesi günü Nazım Hikmet Moskova'da vefat etmişti...

"Karıma Mektup" şiirini 31 Mart 2025'te vefat eden Volkan Konak 2006'da şarkı olarak bestelemişti...

Nazım Hikmet bu mektubu Bursa cezaevinde yatarken, 31 Ocak 1935-23 Mart 1951 tarihleri arasında evli olduğu Hatice Piraye Altınoğlu için yazmıştı...Piraye, 1930 yılında Bursa’da tanışmış olduğu Nâzım Hikmet ile 1932 yılında nişanlandı ve 31 Ocak 1935 tarihinde evlendi. Piraye Nazım Hikmet’in 1938-1950 yılları arasında hapiste kaldığı süre boyunca kocasına destek verdi.

Bir tanem!

Son mektubunda:,

'Başım sızlıyor yüreğim sersem! ' diyorsun.

'Seni asarlarsa seni kaybedersem; diyorsun;

'yaşıyamam! '

Yaşarsın karıcığım,

kara bir duman gibi dağılır hatıram rüzgarda; yaşarsın kalbimin,

kızıl saçlı bacısı

en fazla bir yıl sürer

yirminci asırlılarda

ölüm acısı.

Ölüm

bir ipte sallanan bir ölü.

Bu ölüme bir türlü

razı olmuyor gönlüm.

Fakat

emin ol ki sevgilim;

zavallı bir çingenenin,

kıllı, siyah bir örümceğe benzeyen eli

geçirecekse eğer

ipi boğazıma,

mavi gözlerimde korkuyu görmek için

boşuna bakacaklar

Nazıma!

Ben,

alaca karanlığında son sabahımın

dostlarımı ve seni göreceğim,

ve yalnız

yarı kalmış bir şarkının acısın

toprağa götüreceğim...

Karım benim!

İyi yürekli

altın renkli,

gözleri baldan tatlı arım benim:

ne diye yazdım sana

istendiğini idamımın,

daha dava ilk adımında

ve bir şalgam gibi koparmıyorlar

kellesini adamın.

Haydi bunlara boş ver.

Bunlar uzak bir ihtimal.

Paran varsa eğer

bana fanila bir don al,

tuttu bacağımın siyatik ağrısı,

Ve unutma ki

daima iyi şeyler düşünmeli

bir mahpusun karısı.

CHP 1977 SEÇİMLERİNDE ELDE ETTİĞİ YÜZDE 41,38 OY ORANINI 2025 ANKETLERİNDE YAKALAYAMIYOR!

KONDA ANKETİ: Toplumun yüzde 73'ü, İmamoğlu protestolarını haklı buluyor...Buna göre, halkın yüzde 21’i eylemleri haklı bulurken, yüzde 52’si düzeni bozmadıkça eylemlere hak veriyor. Protestoları haklı bulmayanların oranı ise sadece yüzde 27 ölçüldü.24-25 Mart 2025 tarihlerinde gerçekleştirilen araştırmaya göre halkın yüzde 21’i eylemleri haklı bulurken, yüzde 52’si düzeni bozmadıkça eylemlere hak veriyor. Böylece toplamda halkın yüzde 73'ü protestoları haklı buluyor. Protestoları haklı bulmayanların oranı ise sadece yüzde 27 ölçüldü.

"Eylemlere hak verip vermemek” ve “Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasının doğru veya yanlış bulunması “sorularının çapraz analiziyle hazırlanan grafiğe göre sonuçlar şöyle:

Araştırmaya katılanların;

-Yüzde 21’i eylemleri haklı buluyor.

-Yüzde 52’si düzeni bozmadıkça eylemlere hak veriyor.

-Yüzde 27’si ise eylemler haksızdır diyor.

Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasını DOĞRU bulanların;

-Yüzde 3’ü eylemleri haklı buluyor.

-Yüzde 32’si düzeni bozmadıkça eylemlere hak veriyor.

-Yüzde 65’i ise eylemler haksızdır diyor.

Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasını YANLIŞ bulanların;

-Yüzde 43’ü eylemleri haklı buluyor.

-Yüzde 56’sı düzeni bozmadıkça eylemlere hak veriyor.

-Yüzde 2’si ise eylemler haksızdır diyor.

Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasına dair FİKRİM YOK diyenlerin;

-Yüzde 5’i eylemleri haklı buluyor.

-Yüzde 65’i düzeni bozmadıkça eylemlere hak veriyor.

-Yüzde 30’u ise eylemler haksızdır diyor.

Konda mayıs ayı anketi şunu açıkça ortaya koydu:

AKP yüzde 36 bandından yüzde 30 bandına indi.

CHP ise yüzde 25 bandından yüzde 30 bandına çıktı.

Halkın yüzde 70’ine yakın bölümü, Erdoğan’ın bir daha Cumhurbaşkanı seçilmesinin Türkiye için olumsuz olacağını düşünüyor.

Bu oran en yüksek hangi kesimde?

Cevap: 18-34 yaş grubunda...

Her dört Türk seçmeninden ikisi Cumhurbaşkanı Erdoğan'a kötü bir not veriyor...

Erdoğan’a “Zayıf” ve “Çok Zayıf” notu verenlerin oranı yüzde 53.Ancak “İyi” ve “Pek iyi” notu verenlerin oranı bir ayda 4 puan birden düşerek yüzde 24’e inmiş.

Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasını hukuka aykırı bulanlar oranı: Her 5 Türkiye vatandaşından üçü bunu hukuka aykırı ve siyasi bir intikam olarak değerlendiriyor.

Türk halkı Kanal İstanbul’u gerekli görmüyor. Gerekli diyenler yüzde 30.Gereksiz diyenler yüzde 55.

Bugün seçim olsa oyunuzu Erdoğan’a mı İmamoğlu’na mı verirsiniz sorusuna verilen cevap: İmamoğlu diyenler yüzde 40, Erdoğan diyenler yüzde 30. Erdoğan’ın 2021’deki araştırmada oyu yüzde 44, İmamoğlu’nunki ise yüzde 43 müş.

Seçimde Erdoğan’a oy vereceğini söyleyen DEM seçmeni yüzde 2’den yüzde 6’ya çıkmış.

Erdoğan'a oy vereceğim diyen MHP'li oranı mayısta 19 puan birden düşmüş...Geçen ay kime oy vereceksiniz sorusunda MHP seçmeninin yüzde 69’u Erdoğan’a oy vereceğim derken, Mayıs ayında bu oran yüzde 50’ye inmiş.MHP'de İmamoğlu hakkındaki yolsuzluk iddialarına inananlar mayısta 9 puan azalmış.AKP içinde Ekrem İmamoğlu ile ilgili iddialara inananlar Mayıs ayında 86’dan yüzde 91’e yükselmiş.MHP’de ise yüzde 82’den yüzde 73’e inmiş.

Erdoğan seçilirse Türkiye için kötü olur’ diyen MHP'liler 10 puan artarak yüzde 39'a çıkmış.

Nisan ayında MHP tabanının yüzde 30’u Erdoğan kazanırsa Türkiye için olumsuz olur diyorken, Mayıs’ta bu oran yüzde 39’a çıkmış. Halkın yüzde 70’i Parlamenter Sistemin daha iyi olduğuna inanıyor yani Başkanlık sisteminden vazgeçilmesini istiyor...

2

Ali Babacan: AKP seçmeninin en az yarısı İmamoğlu'na yapılanlar için "Bu kadar da olmaz ki" diyor!

Fatih Erbakan: iktidarın uygulamalarını gören imam-hatipli gençler deist, ateist oluyor! Bugün maalesef iktidarın uygulamaları bizim dindar olmayan iktidarlar döneminde eleştirdiğimiz uygulamaların aynısı. Burada bir çarpıklık var. Bu görüntüyü gören genç insanlar İmam Hatip'te okuduğu halde deist olmaya karar veriyor, ateist olabiliyor. Veya başı örtülüyse başını açıyor. Şekilden ibaret bir anlayışla maalesef toplumun önüne çıkılmış, iktidar olunmuş. Ama asıl değerlerimiz, asıl savunduğumuz ilkeler uygulanmıyor, hayata geçirilmiyor. Dolayısıyla da maalesef gençler üzerinde ciddi olumsuz bir etkisi oluyor bu durumun.

Cansu Çamlıbel: 2023 sonu itibarıyla Türkiye'den Schengen bölgesine turist vizesiyle gidip sığınma başvurusunda bulunanların sayısı 100 bini bulmuş. Turist vizesiyle gidip resmen sığınma başvurusu yapmayan ancak Türkiye'ye dönmeyenlerin sayısının ise 300 bine yakın olduğu belirtiliyor.AB dahil tüm Batı coğrafyası (ABD, Britanya, Kanada, Avustralya vs.) için Türkiye'den sadece geçen yıl yapılan vize başvurusu sayısının 3,5 milyonu aşmış...

3

KONDA araştırması: Dindarlık azalıyor, inançsızlık artıyor...

KONDA, Türkiye toplumunun dinî inanç profillerine dair gerçekleştirdiği araştırmanın bulgularını paylaştı. Buna göre 16 sene önceyle kıyaslandığında kendisini 'dindar' olarak tanımlayanların yüzde 55'ten yüzde 46'ya düştüğü, 'inançsız ve ateist' olarak tanımlayanların ise yüzde 2'den yüzde 8'e yükseldiği belirlendi.

KONDA, Ekim 2024'te yaptığı 'Hayat Tarzları Araştırması'nın' sonuçlarını komuoyuyla paylaştı.

KONDA, son araştırmasını 16 yıl önce aynı konuda yapılan ölçümle kıyasladı. 2008 yılında yapılan araştırmayla kıyaslandığında özellikle 'dindar' kimliğini benimseyenlerin oranında ciddi bir düşüş gözlemlenirken, kendisini “ateist ve inançsız” olarak tanımlayanların oranında dikkat çekici bir artış yaşandı.

KONDA tarafından 6 bin 137 kişiyle yapılan araştırmaya göre, 2008 yılında yüzde 55 olan “dindar” oranı 2025 yılında yüzde 46’ya geriledi.

Aynı dönemde “ateist ve inançsız” olduğunu belirtenlerin oranı yüzde 2’den yüzde 8’e yükseldi. “İnançlı” olduğunu söyleyenlerin oranı ise yüzde 31’den yüzde 34’e çıkarak küçük bir artış gösterdi.

“Sofu” olarak tanımlanan kesimde ise oran değişmedi, yüzde 12 olarak sabit kaldı.

KONDA'nın sosyal medya hesabından yapılan paylaşımda "Türkiye toplumunda dindarlık azalıyor, inançsızlık ise artıyor. 2008 yılında kendini ateist ve inançsız olarak tarif edenlerin oranı yüzde 2 iken, şu anda yüzde 8" denildi.

4

TÜRK GENÇLERİNİN YÜZDE 22'Sİ "MUTSUZUM " DEDİ

Toplum Gönüllüleri Vakfı için KONDA tarafından hazırlanan “Türkiye’de 100 Genç Olsaydı” araştırması:

“Türkiye’de 100 Genç Olsaydı”, 17-25 yaş aralığındaki gençlerin 2015’ten 2025’e değişimini anlatıyor…

2015’te 12,2 milyon olan genç nüfus, 2025’te 12,7 milyon olarak hesaplanmış.

On yıl önce, bu gençlerin yüzde 67'si lise üzeri düzeyde eğitimliyken bu oran bugün yüzde 84'e yükselmiş durumda.

Bugün itibariyle, 17-25 yaş arası gençlerin yüzde 10'u köylerde büyümüş. 2015’te bu oran yüzde 25 idi.

Bu kuşağın sosyal medya kullanımı yüzde 83'ten yüzde 98'e çıkmış.

Instagram kullanımı yüzde 39'dan yüzde 92'ye yükselmiş.

İnternetten alışveriş on yıl önce yüzde 34 iken şu anda yüzde 83.

Yaklaşık olarak her 10 gençten 8'i internetten yemek siparişi veriyor.

Gençlerin üçte biri sık sık ve her zaman ailesiyle dışarıda yemek yerken ‘hiçbir zaman’ diyenlerin oranı yüzde 21'den yüzde 6'ya gerilemiş.

Her 5 gençten biri her zaman fastfood tükettiğini belirtmiş. Hiçbir zaman diyenler ise yüzde 23'ten yüzde 9'a gerilemiş.

Kültürel etkinliklere katılım on yıl öncesine göre geri düşmüş, yüzde 29'dan yüzde 25'e gerilemiş.

Her dört gençten biri müzeye gidiyor. Ancak bu oran on yılda 5 kat artmış.

Pasaport sahipliği yüzde 10’dan yüzde 16'ya yükselmiş.

Her üç gençten biri tatilde yurt içinde deniz kıyısına, dağa, yaylaya gidiyor. Hiçbir zaman diyenler yüzde 50’den, yüzde 15'e gerilemiş. Ancak yurt dışına hiç gitmeyenlerin oranı yüzde 78...Her dört gençten sadece biri yurt dışını görmüş durumda. Bu oran on sene önce yüzde 12 idi.

Dini farklılıklara hoşgörü son on yılda artmış durumda.

“Damadım/gelinim farklı dinden olabilir” diyenlerin oranı yüzde 58. Bu oran on yıl önce yüzde 31 idi.

“Damadım/gelinim farklı etnik kökenden olabilir” diyenlerin oranı yüzde 50'den yüzde 70'e yükselmiş durumda.

“Kadınlar çalışmak için eşinden izin almalıdır” diyenlerin oranının yüzde 57'den yüzde 22'ye gerilediği görülmekte.

Kendilerini modern olarak tanımlayanların oranı on senede yüzde 42’den 59’a yükselirken, muhafazakâr dindar olduklarını belirtenlerin oranı ise yüzde 20’den 10’a düşmüş durumda.

Bu yaş kuşağı gençlerde, ‘çok mutsuzum’ ve ‘mutsuzum’ diyenler 2015'te yüzde 9 iken şu anda yüzde 22. ‘Mutluyum’ cevabı verenlerin oranında ciddi bir düşüş var. Yüzde 55’ten yüzde 33’e gerilemiş durumda.

Gençlerin yüzde 79’u özgürlüklerinin kısıtlandığını düşünüyor. Bu oran 2015’te yüzde 60 idi.

Her 10 gençten 8'i parasız kalıp muhtaç olmaktan korkuyor.

Gençlerin sadece yüzde 8'i Türkiye'deki demokrasinin işleyişinden memnun olduğunu belirtiyor.