1

Cinsel açlık çeken yüksek libidolu "Anadolu delikanlılarının" , berberde aynı saç tıraşını yaptırıp, eğlence mekanlarında kurt sürülerini örnek alarak toplu halde dolaştığı, hareket ettiği, avlandığı (!) Alanya, Antalya, Marmaris ve Bodrum gibi tatil merkezlerinden gelen sosyal video görüntüleri, onların taşkınlıkları, madde ya da alkol kullandıktan sonraki sarkıntılıkları (Türkiye'ye eğlenmeye ve dinlenmeye gelen erkek ve kadın yabancı turistlerin "keko"lar tarafından cinsel tacize uğraması) Türk turizminin çöküş dönemine geçtiğini haber veriyor olabilir!

2
Mafya kelimesi "sığınak" anlamına gelen Arapça sözcükten türemiştir...Mafyanın diğer adı "la cosa nostra şerefli dernek" anlamına gelir...

1931'de ABD'ndeki İtalyan mafyasının "capo di tutti capi-patronların patronu" ünvanını elde eden Lucky Luciano 1936'da ABD'nde cezaevine atılır ve 1943'te ABD devletiyle çok özel bir anlaşma yaparak, Sicilya'yı Amerikan ordusuna teslim ederek, ceza affına uğrar ve Amerikan ordusuna sunduğu üstün hizmetlerden sonra cezalarının büyük bölümü silinir...Güney İtalya'yı ABD'ne teslim ettiği için özgürlüğüne kavuşur... 1946'da özgürlüğünün tadını çıkarmak için İtalya'ya döner ve eceliyle öldüğü 1962'ye kadar İtalya'da "tatlı bir hayat"ı olur...

ABD devleti, ülkedeki politikacıları, yargıçları, savcıları, belediye başkanlarını ve polis liderlerini maaşa bağlayan, gelirlerine ortak eden, esnafı, kazanç sahiplerini kendisine haraç ödemeye ikna ederek, bugünün parasıyla yüz milyarlarca dolarlık gelir elde eden en tehlikeli mafya babalarını işlettikleri cinayetlerden ve diğer suçlardan değil de vergi kaçırmaktan cezaevine atabilmiştir...

Çünkü bu kişiler (Tony Salerno ya da Al Capone) cinayetlere tanık olanları da öldürtmüşlerdi...

Nevada-Las Vegas çölleri sadece atom bombası patlatılan ve atom bombası patlamalarını seyretmek isteyen turistlere bilet satılan yerler değildi...

Bu çöllerde mafyanın öldürttüğü kurbanların gömülü olduğu on binlerce yasadışı, gizli mezar,kabristan vardı...

Kurbanlardan biri de mafyaya savaş açan gazeteci, köşe yazarı Victor Riesel'di (1913-1995)...Mafya onun yüzüne sülfirik asit-kezzap atarak onu kalıcı kör-görme engelli haline getirdi...

Mafya reisleri sorgulandıklarında Anayasa'nın beşinci maddesine sığınarak yöneltilen tüm sorulara cevap vermeme hakkını kullandılar...

ABD mafyasının en popüler avukatı Roy Cohn (1927-1986) aynı zamanda medya imparatoru Rupert Murdoch'un, dolar milyarderi Aristotle Onassis'in, mafya liderleri Tony Salerno, Carmine Galante, John Gotti, Mario Gigante'nin ve müteahhit Donald Trump'ın akıl hocasıydı...

Büyük patron Lucky Luciano'nun hapse girmesi (1936) ve Vito Genovese'nin işlediği ve işlettiği cinayetlerin ortaya çıkmasıyla birlikte İtalya'ya, faşist diktatör Benito Mussolini'ye sığınmasıyla (1937) birlikte "capo di tutti capi-en büyük patron" ünvanı 60'tan fazla mafya reisince Frank Costello'ya verildi...Costello 20 yıllık liderliğinde dünyanın en zengin kişileri arasına katılmıştı...

İtalya'dan dönen Genovese'nin beceriksiz celladı, tetikçisi Costello'yu öldürmeyi denedi (1957'de) ve başarısız oldu...Yahudi eşinden çocuğu olmayan ve Genovese gibi agresif, sinir küpü, hırçın, huysuz, aşırı şiddete eğilimli olmayan,sakin, mütevazı karakterli suç patronu Costello en büyük patron olarak TIME dergisinin kapak konusu oldu...(1949)

Genovese'nin tüm sırlarını,tüm suçlarını mahkeme oturumlarında herkese, tüm dünyaya ulu orta anlatan eşi Anna'yı öldürtmemesi mafya tarihinin en büyük gizemlerinden biridir...

Apalachin toplantısı veya Apalachin buluşması 1957'de Apalachin, New York'ta 625 McFall Road adresindeki gangster Joseph Barbara'nın evinde düzenlenen Amerikan Mafyasının tarihi bir zirvesiydi.

Toplantı, tefecilik, esnafı haraca bağlamak, uyuşturucu kaçakçılığı,genelev işletmeciliği ve kumar,bahis yanı sıra kısa süre önce (1957'de) öldürülen Albert Anastasia tarafından kontrol edilen yasadışı operasyonların paylaşılması gibi çeşitli konuları görüşmek üzere yapılmıştı.

Bu toplantıya ABD, İtalya ve Küba'dan tahminen 100 mafya üyesi katıldı...Ekim ayında suç liderlerinden Anastasia'nın öldürülmesinden hemen sonra ve Luciano suç ailesinin kontrolünü Frank Costello'dan devraldıktan sonra Vito Genovese, ulusal bir Cosa Nostra toplantısı düzenleyerek yeni iktidarının kutlamasını yapmak istemişti...

Yerel ve eyalet polis kuvvetleri, ülkenin dört bir yanından plakalar taşıyan çok sayıda pahalı otomobilin "Apalachin'in sakin bir mezrası" olarak tanımlanan yere gelmesiyle durumdan şüphelenmeye başladı. Yollara barikatlar kurduktan sonra polis toplantıya baskın düzenledi ve katılımcıların çoğunun Barbara malikanesini çevreleyen ormanlık alana kaçmasına neden oldu...

Baskının ardından 60'tan fazla yeraltı dünyası patronu gözaltına alındı ve haklarında dava açıldı. Toplantıya katılanlardan yirmisi "Toplantının niteliği hakkında yalan söyleyerek adaleti engellemek için komplo kurmakla" suçlandı ve Ocak 1959'da suçlu bulundu. Her biri 10.000 dolara kadar para cezasına çarptırıldı ve üç ila beş yıl arasında değişen hapis cezaları verildi. Tüm mahkûmiyet kararları ertesi yıl temyizde bozuldu.

Russell Alfred Bufalino Kuzeydoğu Pennsylvania Suç Ailesi ya da Bufalino Suç Ailesi olarak bilinen suç ailesini yöneten İtalyan-Amerikan bir suçluydu...

Bufalino Suç Ailesi'ni 1959'dan 1989'a kadar yönetmişti. Ayrıca kuzeni olan Avukat William Bufalino da 1971'e kadar Kamyoncular Sendikası Başkanı ve en ünlü film yıldızından bile ünlü Jimmy Hoffa'nın avukatlığını yapmıştı.

Yaygın iddialara göre, Bufalino "Başkan Kennedy'i öldürdük...Kamyoncular Sendikası Başkanını da öldürürüz" demişti...

The Godfather Part Two -1974

Michael Corleone karakteri bu filmde şöyle konuşuyor: Eğer hayatta kesin olan bir şey var ise eğer tarih bize bir şey öğrettiyse o da kimi istersen öldürebileceğindir ya da öldürtebileceğindir…

ABD Başkanı Kennedy Suikasti 22 Kasım 1963 Cuma günü öğlen 12:30’da işlendi…

Coppola ve Mario Puzo senaryoyu yazmış…1963’teki Başkan John Kennedy suikastini gangster Sam Giancana’nın düzenlettiği yaygın bir iddiadır…Suikast olayı aradan yaklaşık 62 yıl geçmesine rağmen aydınlatılamadı…Suikasti Fidel Castro mu, Sovyetler Birliği mi, İsrail'in MOSSAD'ı mı, Amerikan mafyası mı, yoksa uzaylılar mı işletmişti? Bugün bile halktan gizli tutulan FBI ve CIA dosyaları var…Ne saklanıyor? Ne gizleniyor? Hiç kimse bilmiyor!

Kennedy’nin karısı Jackie bize henüz açıklanmayan video kayıtları geride bıraktı…Kamera önünde konuştu…Neler anlattı? Bugün bile bunlar bilinmiyor! Jackie Kennedy kimleri suçladı?

Ku Klux Klan’ı mı, Başkan yardımcısı faşist Lyndon Johnson’ı mı, başkasını mı?

İTALYAN MAFYASININ ABD'NDEKİ YÜKSELİŞİ

19. ve 20. yüzyılda yaklaşık 6 milyon İtalyan ABD'ne göç etti ve ABD vatandaşlığı elde etti...Bugün yaklaşık 20+ milyon İtalyan asıllı ABD'nde yaşıyor...

İtalyan göçmenler Cosa Nostra'nın-Mafya'nın ABD'nin en etkili organize suç örgütü haline gelmesine yol açtı...ABD'ndeki içki yasağı (1920-1933) döneminde mafya alkollü içecek temin ederek bugünün parasıyla on milyarlarca dolar elde etti...1959'a kadar Küba mafyanın sömürgesiydi...

Küba'daki kumarhaneler, oteller, genelevler, lokantalar, eğlence merkezleri, konser salonları mafyanın kontrolündeydi...

1957-1967 arasında 1 milyondan fazla üyesi olan ve kasasında o dönemde 8 milyar dolar olan Kamyoncular Sendikası bankalardan kredi alamayan mafyanın kumarhane, otel, eğlence merkezi inşaatlarına düşük faizle ya da sıfır faizle kredi vererek dev organize suç örgütünün başlıca finansörü oldu...

1945-1947 döneminde Flamingo Otel ve Kumarhanesiyle ıssız Nevada çöllerinde Las Vegas'ın ilk temelleri atıldı...Las Vegas 1959'da Küba'yı kaybeden mafyanın en büyük gelir kaynağı oldu...

Mafya Küba'yı geri almak için 1500 Kübalıyla Fidel Castro'yu 1961'de devirmeyi denedi...ABD başkanı Kennedy'nin bu girişime ABD ordusunun desteğini sağlamaması üzerine Castro devrilemedi...

Teamsters-Kamyoncular Sendikası emeklilik fonunun İtalyan asıllı mafya patronlarının yatırımlarına düşük faizle ya da sıfır faizle usulsüz, yasadışı krediler vermesinden dolayı 5 yıl hapis cezasına çarptırılan, aleyhindeki mahkemedeki jüri üyelerine rüşvet verdiği saptanan Kamyoncular Sendikası Başkanı Jimmy Hoffa ilerleyen zaman diliminde mafyanın kredi taleplerini bloke edince suç örgütlerinin kara listesine alındı...Hoffa ABD başkanı Nixon'a iki taksitte toplam 1 milyon dolar bağışlamasıyla da ün yapmıştı...Hoffa "Benim bir dakikam, bir saniyem bile çok değerli, benim zamanım dünyanın en değerli zamanı, beni 10 dakika bekletenleri bile asla affedemem," demişti...Mafya Hoffa'yı da 1975'te öldürttü ve bu suç da cezasız kaldı...

ABD Başkanı Kennedy ve onun kardeşi Robert Kennedy'nin FBI (Federal Bureau of Investigation) aracılığıyla organize suç örgütleriyle mücadele girişimleri de Kennedy kardeşlerin öldürülmeleriylre sonuçlandı... Oysa Başkan Kennedy'nin babası Joseph 1920-1933 döneminde İtalyan mafyasıyla ortaklıklar kurarak içki yasağını servet sahibi olmak için fırsat olarak kullanmıştı...

Japonların 400 uçakla 7500 kilometre katederek düzenlediği 7 Aralık 1941 Pearl Harbor saldırısından (26 Kasım 1941'de yola çıkmışlardı) sonra ABD'nin batı kıyısındaki gayrimenkullerin fiyatları fena halde düştü...Bir Japon istilası olasılığı ve paranoyası vardı...120.000 Japon asıllı Amerikalıya gayrimenkullerini 48 saat içinde satmaları söylendi..ABD devleti 7 Aralık 1941'de Pearl Harbor'daki Japon casuslarıyla başa çıkamayınca ülkedeki tüm Japon asıllıları toplama kamplarına kapattı...26.000 Japon asıllı Amerikalı ise Amerikan ordusuna gönüllü olarak yazıldı...

İtalyan ve Alman asıllı Amerikalılar ABD nüfusunun çok büyük bölümünü oluşturduğundan ABD hükümeti İtalya ve Almanya'ya savaş açmasına rağmen uzak ve yakın geçmişte bu ülkelerden gelen göçmenlerin aleyhine bir kısıtlama kararı almaya cesaret edemedi...21. yüzyılda Alman sığınmacıların torunları ABD nüfusunda 40 milyondan fazla insandır...

Senatör Estes Kefauver 1950'de organize suçu araştıran bir ABD Senatosu komitesine başkanlık etti. Resmen Eyaletlerarası Ticarette Suçu Araştırmak İçin Senato Özel Komitesi olarak bilinen komite , halk arasında Kefauver komitesi veya Kefauver duruşmaları olarak biliniyordu. Komite, on dört şehirde duruşmalar düzenledi ve 600'den fazla tanığın ifadesini dinledi. Tanıkların çoğu, Willie Moretti , Joe Adonis ve Frank Costello gibi tanınmış isimler de dahil olmak üzere yüksek profilli suç patronlarıydı ; sonuncusu, sorgusu sırasında yüzünün filme alınmasına izin vermeyi reddederek ve ardından çokça duyurulan bir yürüyüş düzenleyerek kendini ünlü yaptı. Bir dizi politikacı da komitenin önüne çıktı ve kariyerlerinin mahvolduğunu gördü. Bunlar arasında New Jersey eski Valisi Harold G. Hoffman ve New York Belediye Başkanı William O'Dwyer da vardı.

Birçok Amerikalının ilk kez televizyon satın aldığı dönemde canlı olarak televizyondan yayınlanan komite duruşmaları, Kefauver'i ülke çapında ünlü yaptı ve birçok Amerikalıya Mafya olarak bilinen bir suç örgütü kavramını ilk kez tanıttı. Aslında, 1951'de Kefauver , What's My Line? adlı yeni yarışma programında ünlü bir konuk olarak göründü ve duruşmaları kısaca tartışarak, bu duruşmaların ilk televizyon izleyicileri arasında ne kadar popüler olduğunu gösterdi.

NÜKLEER BOMBA PATLAMALARIYLA ORTAYA ÇIKAN RADYASYON İNSANLARI KANSER HASTASI YAPAR...BU BİLİMSEL OLARAK KANITLANMIŞTIR...

Çekimleri 1955 yılında gerçekleştirilen ve yapımcısı da dünyanın en zengin insanı Howard Hughes olan "The Conqueror" adlı filmde Moğol lider Temujin, Tatar ordularına karşı ve Tatar prensesi Bortay'ın aşkı için savaşır. Temujin imparator Cengiz Han olur.

Filmin çekimlerinin yapıldığı 1951'den 1962'ye kadar Escalante Desert ve Utah'da 100'den fazla nükleer bomba patlatıldı.

Yoğun ve öldürücü radyasyona maruz kalan 220 kişilik film ekibinden 91'i (ekibin %41'inden oluşan) 1980 yılına kadar kansere yakalandı, 46'sı (% 21) öldü. Ekibin büyük çoğunluğu ortalamadan daha genç yaşta kansere yakalandı...

ABD devleti testlerin halk sağlığı için hiçbir tehlike oluşturmadığına dair güvence vermişti.

Ekipten, yönetmen Dick Powell lenfomaya yakalandı ve Ocak 1963'te öldü. Pedro Armendáriz, Haziran 1963'te ölümcül kanser teşhisi konduktan sonra intihar etti. Susan Hayward 1975 yılında beyin kanserinden öldü. John Wayne 1964'te akciğer kanseri geliştirdi ve sonunda 1979'da mide kanserinden öldü... Wayne ve Hayward'ın seti ziyaret eden akrabalarından birkaçı da kanser korkuları yaşadı. Wayne'in oğlu Michael cilt kanseri geliştirdi ve Wayne'in oğlu Patrick'in göğsünde iyi huylu bir tümör vardı. Hayward'ın oğlu Tim Barker'ın ağzında iyi huylu bir tümör vardı.Agnes Moorehead sigara içmeyen, sağlığını korumak için her şeyi deneyen fanatikti, ancak Nisan 1974'te kanserden öldü.John Hoyt 1991 yılında akciğer kanserinden öldü. Lee Van Cleef 1989'da kalp krizinden öldü, ancak ikincil ölüm nedeni boğaz kanseri olarak listelendi. Wayne aynı zamanda tam bir sigarakolikti 2001'de Larry King ile yaptığı bir röportajda, Powell'ın dul eşi June Allyson, eşinin ölüm nedeninin akciğer kanseri olduğunu belirtti.Hayward'ın kanseri, Mart 1972'de daha sonra metastaz yapılan bir akciğer tümörü olarak başladı.

Hughes, geçmişte her fırsatta nükleer bomba patlatılan bölgede film çekme kararından dolayı kendini suçlu hissetti.

Utah Üniversitesi'nde biyoloji profesörü olan Doktor Robert Pendleton şöyle dedi:

"Bu sayılarla bu vaka bir salgın olarak nitelendirilebilir. Bireysel vakalarda serpinti radyasyonu ve kanser arasındaki bağlantının kesin olarak kanıtlanması neredeyse imkansız olmuştur. Ancak bu büyüklükte bir grupta en fazla 30 kanser vakasının gelişmesini beklersiniz. 91 kanser vakasıyla, The Conqueror setindeki riskli alanın nelere yol açtığı açıkça ortaya çıkmıştır.

Mafya hakkında kapsamlı bilgi sunan filmlerden birkaçı:

The Untouchables 1987

The Alto Knights 2025

The St. Valentine's Day Massacre 1967

Lucky Luciano 1973

Gotti 1996-2018

The Irishman 2019

Casino 1995

Bugsy 1991

Hoffa 1992

GoodFellas 1990

Some Like It Hot 1959

The Godfather 1,2,3 1972, 1974, 1990

The Kennedys 2011

JFK 1991

Serpico 1973

Nixon 1995

J. Edgar 2011

Paper Moon 1973

The Apprentice 2024

638 Ways to Kill Castro 2006

Not: Casino ve Bugsy'deki gerçek yaşamdan alınan baş kadın karakterler (Sharon Sıone ve Annette Bening tarafından canlandırılmıştı) tüm sinema tarihinde erkeklerini mahveden "femme fatale" karakterlerin en yamanları en amansızlarıydı...