- Takipte Kalın
- Tweet
Ülkemizde her şeyin allak bullak olduğu bir yılsonu, yılbaşı geçişi yaşadık, yaşıyoruz…
2021 yılının
son ayındaki gelişmeler, dünyada ancak Türkiye’de örneği görülebilecek bir aylık
enflasyon oranı ile yıllık enflasyonu yüzde 36’nın üzerine çıkardı.
Zaten son
aylarda dövizdeki istikrarsız çıkış ve inişler herkesin kafasını ve cebini
iyice karıştırmaktaydı. Kasımdan Aralığa geçildiği günlerde dikine yukarı bir
seyir izleyen döviz kurları, sonunda 18-19 TL bandına fırlayıp, Türk Lirasını
pula çevirince, konuya hemen el atan sayın Cumhurbaşkanı dövize nasıl müdahale
edeceklerini açıkladığı konuşmasını daha bitirmeden Dolar 10-11 TL bandına
iniverdi.
Herkes
paramızın değer kazandığını düşünüp, bayram havasına bürünüyordu ki, başta
akaryakıt olmak üzere aklınıza gelebilecek her ürüne ve halkımızın temel
kullanım kalemlerine zamların peşpeşe gelmeye devam ettiğini gördük ve milletin
hevesi kursağında kaldı.
Ve o gün
bugündür tüm tüketim kalemleri hızla pahalanmaya devam ediyor.
Asgari ücrete
yapılan zam, memur ve işçi ücretlerindeki yıllık artış, emeklilere yapılan maaş
artışları görece yüksek gibi görünüyor, ama işin aslı öyle değil.
Millet,
henüz artışlar cebine girmeden, arttığı söylenen eski maaşlarını da arayacak
hale geldi bile.
Vatandaş,
tenceresini kaynatacak temel gıda maddelerindeki inanılmaz yükselmenin
karşısında ne yapacağını şaşırmaktayken, dövizin fırlaması sırasında, evinde
harcadığı elektriğe, suya, doğalgaza üstüste gelen devasa zamlar karşısında
artık fişi çekme raddelerine geldi.
Aslında
bütün bu olumsuz gelişmelerin temelinde yatan neden yüksek petrol fiyatları.
Petrol
fiyatları dövize paralel yükselirken, döviz düşünce neden düşmez? Bu konu
inanıyorum ki bütün üniversitelerin ekonomi bölümlerinde tez konusu olarak incelenebilecek
bir paradoks. Petrol ürünlerinin yükseldikçe yükselmesi bugünkü yüksek
enflasyonun, yani halkın gittikçe fakirleşmesinin temel nedeni.
Yılbaşı
yaklaşırken açıklanan asgari ücret, çalışanların ve emeklilerin yılın ilk
günlerinde açıklanacak ücret artışı oranlarında olumlu bir beklentiye yol açtı.
Ancak 3 Ocak günü açıklanan ücret artış oranları, aynı günlerde açıklanan zam
oranları karşısında özellikle emeklileri hüsrana uğrattı.
Millet
bugünlerde hep şu soruyu soruyor: Döviz yükselirken yükselen petrol
fiyatlarını, petrolün yükselmesi ile etkilenip zamlanan temel gıda ve kullanım
ürünlerini anlıyoruz bir yerde ama, döviz düştüğünde bu yüksek fiyatlar neden
düşmüyor?
Bu ülkeyi
yönetenler, yani bakanlar kurulu, kendilerine bağlı kurum ve kuruluşların
ürettiklerini, ithal edip sattıklarını, ihraç ettiklerini kontrol etme yetki ve
sorumluluğuna sahiptirler. Eğer bazı kalemlerin fiyatlarındaki yükselme ve
alçalmaları, Merkez Bankası başta olmak üzere bankaların ekonomik
politikalarını kontrol etmede yetersiz kalınıyorsa, istifa başvurulabilecek
önemli bir olgudur.
Bakın
Kazakistan’da birkaç gün önce açıklanan yüksek fiyat nedeniyle halkın
gösterdiği tepki, hükümetin topyekûn istifasını getirdi.
İstifa
kelimesini telaffuz edince, birilerinin bana kızacağını biliyorum ama,
bilinmesi gereken çok önemli bir olgu şudur:
“ İstifa Bir
Erdemdir.”