Cumhurbaşkanı Erdoğan "Muhalefet bizim vizyonumuzu hiçbir zaman anlamadı" demişti...
AKP öncesinde 2002'de Türkiye Cumhuriyeti'nin 125 ila 130 milyar dolar dış borcu vardı...Haziran 2021'de dış borcumuz 450 milyar dolardı...Bugün dış borcumuz 530 milyar dolar üzeri...Üstelik AKP Türkiye Cumhuriyeti'inin 2002'ye kadar ürettiği tüm mali değeri olan kurumları 70+ milyar dolara sattı...
2025: 42 milyon T.C. vatandaşının bankalara ve finans kuruluşlarına kişi başı ortalama 25.000 Euro borcu birikti
2
5.000.000 dolara satılan ABD Altın Kartından satın alabilecek mali gücü olan dünya üzerinde 37.000.000 kişi var...
3
Geçen yıl en az 12 milyon insan dünya genelinde açlıktan ya da yetersiz beslenme kaynaklı öldü...2 trilyon 500 milyar dolar savaş bütçesi olarak harcandı...
Ukrayna Genelkurmay Başkanlığı açıklaması:
24 Şubat 2022 ile 28 Nisan 2025 Rusya ordusunun Ukrayna cephesindeki zayiat ve kayıpları:
Yaklaşık 949.800 askeri personel yaralı, engelli ya da ölü...
10.723 tank;
22.338 zırhlı muharebe aracı;
27.038 topçu sistemi;
1.373 çok namlulu roketatar sistemi;
1.145 hava savunma sistemi;
370 sabit kanatlı uçak;
335 helikopter;
34.083 taktik ve stratejik insansız hava aracı;
3.196 seyir füzesi;
28 gemi/tekne;
1 denizaltı;
46.292 araç ve akaryakıt tankeri;
3.860 özel araç ve diğer ekipman.
4
ABD'NİN PARÇALANMA RİSKİ DE VAR...ZENGİN EYALET CALIFORNIA BİRLİKTEN İLK AYRILAN OLABİLİR!
Öngörüme katılın veya katılmayın, Donald Trump tarihin en kötü başkanı olarak anılacak!
Kaliforniya, dördüncü büyük ekonomi olarak Japonya'yı geride bıraktı...
(Kaynak: Christal Hayes ve Peter Hoskins haberi BBC)
Kaliforniya'nın ekonomisi Japonya'yı geride bırakarak bu ABD eyaletini dördüncü büyük küresel ekonomik güç haline getirdi.
Vali Gavin Newsom, Kaliforniya'nın büyümesini gösteren yeni verileri duyurdu.
Veriler, Kaliforniya'nın gayri safi yurt içi hasılasının (GSYİH) 2024'te 4,10 trilyon dolara (3,08 trilyon sterlin) ulaştığını ve 4,01 trilyon dolar olarak belirlenen Japonya'yı geride bıraktığını gösteriyor. Eyalet artık yalnızca Almanya, Çin ve ABD'nin gerisinde.
2024
ABD Geliri : 29, 18 trilyon dolar
Çin Geliri: 18,74 trilyon dolar
Almanya Geliri: 4,65 trilyon dolar
California: 4,10 trilyon dolar
Japonya Geliri: 4,01 trilyon dolar
2017 GDP- Geliri:
Hindistan India: $2.26 trilllion
Africa: $2.14 trillion
Brezilya Brazil: $1.79 trillion
Rusya Russia: $1.28 trillion
Kaliforniya- California: $2.45 trillion
Küresel borç stoğunun (340 trilyon dolar) onda birinden fazlası ABD'ne ait...
Küresel rezerv para birimi şimdilik dolar...ABD buna güvenerek karşılıksız dolar basmaya devam ediyor...BRICS ülkeleri ticaretlerinde dolar kullanmamaya başlarsa ABD ekonomisi iflas etmiş olacak...
Aralık 2024 itibarıyla, Amerika Birleşik Devletleri'nin yabancı ülkelere borcu yaklaşık 8,5 trilyon dolar olup, bu da 36,1 trilyon dolarlık toplam ulusal borcunun yaklaşık %24'ünü temsil etmektedir.
En büyük alacaklılar şunlardır:
Japonya: 1,09 trilyon dolar
Çin: 768,6 milyar dolar
İngiltere: 723,4 milyar dolar
Lüksemburg: 424 milyar dolar
Cayman Adaları: 419 milyar dolar
Kanada: 379 milyar dolar
Belçika: 375 milyar dolar
İrlanda: 336 milyar dolar
Fransa: 332 milyar dolar
İsviçre: 289 milyar dolar
Tayvan: 282 milyar dolar
Hong Kong: 255 milyar dolar
Singapur: 249 milyar dolar
Hindistan: 219 milyar dolar
Brezilya: 202 milyar dolar
Norveç: 158 milyar dolar
Suudi Arabistan: 138 milyar dolar
Güney Kore: 125 milyar dolar
Meksika: 103 milyar dolar
Almanya: 97 milyar dolar
Bu borç, esas olarak güvenli ve likit yatırımlar olarak kabul edilen ABD Hazine tahvilleri biçimindedir.
5
Yabancı ülkelere yüksek gümrük vergileri uygulayarak ABD ekonomisini canlandıracağını iddia eden, sürekli yükselen yumurta fiyatları konusunda bile ısrarla yalan söyleyen Donald Trump ileri yaşlardaki insanlarda (geriatri hastalarında) görülen sağlıksızlık işaretlerini uzun süredir gösteriyor...
Teknolojik yenilikler,ilerlemeler ve atılımlar sayesinde, ABD'deki tarımsal üretim son 80 yılda 50 kattan fazla arttı. Bu olağanüstü başarı çok daha az sayıda çiftçiyle elde edildi.
The New York Times'a göre, Donald Trump 8 yaşında dolar milyoneri olmuştu. 1976'da Fred Trump, beş çocuğu ve üç torunu için 1 milyon dolarlık (2024'ün 5,5 milyon doları) bir varlık fonu kurdu. Donald Trump, fon aracılığıyla 1980'de 90.000 dolar ve 1981'de 214.605 dolar aldı.
Dünya genelinde (denizlerde hareket halinde olan gemiler dahil) 5200 askerî üssü olan ABD'nde Gayrisafi yurt içi gelirin yüzde 21'den fazlasını 902 dolar milyarderi elde ediyor...2015'te bu ülkede 536 dolar milyarderi vardı...2020'de milyarderlerin Gayrisafi yurt içi gelirdeki yüzde 14,1'di...Şimdi ise %21,1.
6 Mayıs 1972'de idam edilen Deniz Gezmiş şöyle demişti:
"101 tane Amerikan üssünün bulunduğu Türkiye'de bizim milli bütünlüğü bozmak istemekle itham edilmemiz gülünç olmaktadır. Milyon metrekare vatan toprağı işgal altındayken bizim milli bütünlüğü bozmakla suçlanmamız gülünçtür."
Nobel ödüllü ekonomist Milton Friedman :
"Yabancı ülkelere uygulanan yüksek gümrük vergileri nihai tüketiciyi bir şeye karşı çok iyi koruyor. Tüketiciyi düşük fiyatlara karşı koruyor."
6
Prof. Dr. Ahmet Ercan: "İstanbul'da 6,2’lik depremin etkisi bitti. Büyük deprem için en az 20 ile 50 yıl var.İstanbul'da büyük deprem 2045'ten önce olmaz..." diyor...Ercan 2025'in Nostradamus'u mu?
7
NÜFUS NASIL ARTTIRILIR TEŞVİĞİ!
Macaristan, Avrupa'nın ve tüm Batı dünyasının en büyük vergi indirimini geçirdi.
- Tek çocuklu anneler 30 yaşına kadar gelir vergisinden muaf
- İki veya daha fazla çocuğu olan kadınlar ömür boyu gelir vergisi ödemeyecek.
8
Zülfü Livaneli diyor ki;
"..Sorun, onun gitmesiyle bitmeyecektir. Sorun onu iktidara getiren, üst üste dokuz seçim kazandıran, bir sürü yolsuzluk ve yönetim skandallarına rağmen körü körüne peşinden giden halktır. Daha doğrusu halkın bir bölümüdür. Bu halk yığının Anadolu müslümanlığıyla, gelenekle, ahlakla, haram helal kavramıyla, merhametle, şefkatle hiçbir ilgisi yoktur. Köyden kente göçle başlayan, ne köylü ne kentli olabilen, bütün değer ölçülerinden kopmuş, vahşi birer yaratık haline gelmiş, talandan yalandan pay kapmaya çalışan ve literatürde lumpen proletarya olarak tanımlanmış olan kitledir bu. AKP’ye oy vermiş olanların tümünü böyle yaftalamak doğru değil elbette. İçlerinde düzgün ve samimiyetle oy veren seçmenler de olabilir. Ama o kitlenin genel karakteristiği budur. Bu kesim kendini önce arabesk müzikle gösterdi. Güzelim türküleri, geleneksel şarkıları, Anadolu’nun büyük şiir geleneğini terk eden insanlar, bir anda mide bulandırıcı seslere, insanın kulağını tornavida gibi delen elektro bağlamalara, içinde hiçbir hakiki lirizm ve hüzün barındırmayan ‘’Ben de isterem!’’ saldırganlığına kaptırdı kendini. Şehirler kaçak mahallelerle, üzerinde demir filizleri bırakılmış sıvasız çirkin yapılarla, lağım kokan mahallelerle doldu. Suç oranı ve özellikle kadına karşı şiddet akıl almayacak ölçülerde arttı. Bunun adına ‘’muhafazakarlık’’ denilebilir mi? Elbette denilemez. Aşağı yukarı sayıları kırk milyon dolayında tahmin edilen bu kitle Itri, Mimar Sinan estetiğine de sahip değildir; Anadolu’da yüzyıllarca aydınlık bir nehir gibi akmış olan Karacaoğlan, Pir Sultan, Dadaloğlu temizliğine de. Dolayısıyla bu kesim muhafazakar değil, Türkiye’ye çarpık ve ahlak ölçülerinden yoksun bir ‘’modernleşme’’ sunan yeni bir oluşumdur. Lafı uzatmadan söyleyeyim. Bu kesimin hayatta en çok nefret ettiği model uygarlaşma, kültür, temizlik ve zarafet simgesi Mustafa Kemal Atatürk, kanıyla canıyla savunduğu lideri ise şimdiki cumhurbaşkanıdır. Kimse kendini aldatmasın. Sayıları çok kalabalık olan bu kesim, ne olursa olsun, hangi skandal patlarsa patlasın sonuna kadar liderini destekleyecek ve Cumhuriyet’e karşı çıkacaktır. Erdoğan siyasi ömrünü tamamlasa da ona benzeyen başka bir lider bulmakta gecikmeyecektir. Çünkü Türkiye’nin çürüyen kesimi, bu bozulmayı önce müzikle, sonra hayatımızın her alanına egemen olan lumpenleşme ve arabeskleşmeyle ifade etmeye devam ediyor. Gafil aydınlardan (!) destek alan lümpen kültür, örgütlü cehaletle beslenerek kılcal damarlarımıza kadar yayılıyor. Bu manzaraya, lumpenlerin ele geçirdiği muazzam para ve iktidar gücünü de eklerseniz geleceğin hiçbirimiz için kolay olmadığı çok açık. Erdoğan bu kitlenin lideridir ve onun yokluğunda yeni bir lider bulacaklarına hiçbir kuşku yok. Mustafa Kemal aydınlığını savunan kitleler birleşene ve kendi aralarındaki çelişkileri gidererek, evrensel değerleri savunan bir Türkiye kültürü yaratana kadar acılar devam edecek."