Toplumsal olarak öyle büyük yalanlara, öyle büyük terör tehditlerine ve öyle inanılmaz kötülüklere tanık olduk ki; artık şüphe ve paranoyanın pençesine düştük İnsanlar güven duygusunu yitirince böyle oluyor işte.

Nasıl bir canavarlıkla hayvanlara katliam yapıyorlar derken; bir de baktık ki; para için bebek öldüren canavarlar türemiş! Üstelik bazı sağlıkçılar ve sağlık kurumları da bu canavarlığın içindeymiş! E haliyle düşündük tabii; “bebeğe kıyan, hayvana kıymaz mı?“ diye.

Şimdi anlaşıldı, sağlığın ticari meta haline getirilmesiyle, başımıza gelenler! Artık özel hastanelere, doktora gidenler, her şeye şüpheyle bakmaz mı? Aileler gerçekten küveze konulması gereken bebeklerini, ya da yoğun bakım gerektiren hastalarını, hastaneye güvenle yatırır mı mesela? Peki dürüst ve namuslu sağlık çalışanları da toplumun bu şüphe ve paranoyasından zarar görmez mi?

Devlet korumasındayken bile, kadınların sokak ortasında öldürüldüğü bir ülkede, hangi kadın, erkek terörüne karşı kendini güvende hissedebilir? Kadınlara ve çocuklara taciz ve tecavüzden, kolayca yakayı sıyıranların, toplumdaki paranoyayı arttırdığını, adalet konusunda güven duygusunun sıfırlandığını ve herkesin kendi hukukunu uygulamaya başladığını görmek, sizleri de korkutmuyor mu? Çünkü çoğu kimse, artık kendini güvende hissetmiyor!

Bu korku ve güvensizliğin yarattığı paranoya ve gerginlik, nereye kadar gider? Yasalara uyan insanlar, sokağa çıkmaya korkar oldu! Böyle birbirine güvenmeyen insanların, huzurlu bir toplum olması mümkün mü?

Terör bitti, bitiyor derken, elini kolunu sallayarak gezen teröristlerin, Türkiye’nin “NASA”sı sayılabilecek bir tesise girip, insanları öldürmesi ve yaralaması, bu toplumdaki güven duygusunu nasıl sarstı farkında mısınız? Artık kapalı mekanlara, kalabalık yerlere giderken o korkunç şüphe ve paranoya onların peşini bırakır mı?

Öyle önemli bir tesise girip katliam yapanlar, başka yerlere de girebilirler, endişesini yaymadı mı bu olay toplumda? Güven duygusu bir kere sekteye uğradı mı; onu yeniden tesis etmek zordur!

Bundan sonra “terör bitti!” diyen yönetime kolayca inanabilecek miyiz? Siyasetin ve kurumların halk nazarında güven kaybetmesi, toplumun korkularını giderecek bir çaba içine girmemesi, alanında uzman kişileri görevlendirmemesi, eş dost ve akraba kayırmacılığı ile liyakatsizlik yüzünden yaşanan felaketler, insanları şüpheci ve paranoyak yaptı ne yazık ki!

Artık her şeyi sorgulayan, komplo teorileri üreten, neyin doğru, neyin yanlış olduğunu bilemediğimiz haberler ve algı operasyonları ile şaşkına dönen bir toplum olduk! Bu şüphe ve paranoya, bir gün bütün topluma sirayet etmeden, gerekli önlemler, ciddiyetle ele alınmalıdır!