2025'te Gal Galdot, Zendaya, Angelina Jolie gibi Hollywood ünlüleri Mısır Kraliçesi Cleopatra'yı beyazperdede canlandırmak isterken, 1960'ların "Cleopatra"sı seyirci rekorları kırmasına rağmen 20th Century Fox şirketinin iflasına neden olmuştu...Bir tek Mısırlılar durumdan memnundu...Cleopatra Mısır'a on milyonlarca ek turist getirmişti...Filmin yıldızı Elizabeth Taylor'ın İsrail'in en büyük sponsorlarından olmasına başlangıçta çok kızan Mısırlılar en sonunda bu durumu bile kabullenmişlerdi...
Cleopatra (1963) Roma'daki setinde 20. yüzyılın en çok konuşulan aşk ilişkisinin başladığı filmdi...İkisi de başkalarıyla evli olan Elizabeth Taylor ve Richard Burton "Cleopatra"nın setinde tanıştılar ve evlenmeye karar verdiler...Dönemin Katolik Kilisesi lideri Papa bile bu yasak aşkı-zinayı-Aşk-ı memnu'yu "Ahlaksızlık ve büyük günah" olarak tanımlayarak protesto etti...Bu tür kınamalar "Cleopatra"nın sadece Kuzey Amerika bölgesinde 67 milyon seyirci bulmasına yardım etti...
Who's Afraid of Virginia Woolf? (1966) adlı film Elizabeth Taylor (1932-2011) ve Richard Burton (1925-1984) çiftinin aşk, tutku, ihtiras, şehvet dolu evliliğinin beyazperde aracılığıyla bir çeşit halka teşhiriydi...
Günde dört şişe içki ve 60 ila 100 sigara içen bir adamla evli şehvet düşkünü bir kadının öyküsüydü bu...Birbirlerine delice aşık, birbirlerinden delice nefret eden, bir çiftin hem mutluluk, hem mutsuzluk, her saniye çatışma, kavga, gürültü, çekişme, bolca tartışma içeren fırtınalı evliliğini herhalde onlardan iyi kimse canlandıramazdı...
Burton bir kömür madencisi olan ve maden kazasında engelli durumuna düşen alkol bağımlısı bir babanın oğluydu...Ağabeyi İfor da İsviçre'de Burton'a ait elektirikleri kesik köşkte merdivenlerden yuvarlanarak yürüyemez hale gelmeden önce Burton'la aşırı derecede içki içmişti...
Burton 58 yaşında vefat ederken, Taylor'ın annesi Sara Sothern (1895–1994) 99 yaşında vefat etti...
Ağabeyi İfor'un geçirdiği kazadan kendisini sorumlu tutan ve vicdan azabı çeken Burton her geçen gün daha fazla alkol tüketerek ömrünü kısaltmak için elinden geleni yaptı...Burton 7 kez Oscar elde edemeyince de içtiği alkol düzeyini arttırdı...
Peter O'Toole 8 , Richard Burton 7 kez Oscar ödülüne aday gösterildi...İkisi de bu adaylıklarında Oscar elde edemedi...Oysa Elizabeth Taylor iki kez Oscar ödülü kazanmıştı...
Burton ve Elizabeth Taylor 1964-1976 döneminde 2 kez evlenip boşandılar...Çift evliliklerini ayakta tutabilmek için her şeyi denedi ve başarılı olamadı...Ava Gardner gibi üçüncü şahıslar da çok kıskanç bir kadın olan Taylor'ı çıldırttı...
Burton'ın Taylor ile yaptığı evlilikler 15 Mart 1964'ten 26 Haziran 1974'e ve 10 Ekim 1975'ten 29 Temmuz 1976'ya kadar sürdü. İlk düğünleri Montreal'deki Ritz-Carlton Hotel'deydi.Taylor, ilk evliliklerinde "Çok mutluyum. Bu evlilik sonsuza dek sürecek" demişti...İkinci düğünleri, boşanmalarından 16 ay sonra Botsvana'daki Chobe Ulusal Parkı'nda gerçekleşti.
Çiftin beraber çevirdiği filmler: The V.I.P.s 1963 ; Cleopatra 1963 ; The Sandpiper 1965 ; Who's Afraid of Virginia Woolf? 1966; The Taming of the Shrew 1967; Doctor Faustus 1967; The Comedians 1967; Boom 1968; Under Milk Wood 1968; Hammersmith Is Out 1972; Divorce His - Divorce Hers 1973
Çiftin bazı filmlerinin Kuzey Amerika seyirci sayıları:
The V.I.P.s 17,647,058
The Sandpiper 13,555,555
Who's Afraid of Virginia Wolf? 30,951,090
The Taming of the Shrew 6,666,666
Elizabeth Taylor iki kez evlendiği ve iki kez boşandığı Richard Burton'ın kendisine 20+ yıl boyunca yazdığı mektupları arşivlemişti...
7 ayrı erkekle toplam 8 evlilik yapan değerli sanat eserleri ticareti yapan bir babanın kızı olan Elizabeth Taylor'ın başka kadınların kocalarını çalmak, ayartmak, baştan çıkarmak, yuva yıkmak en büyük zevkiydi...Uyuşturucu bağımlısı kızı Carrie Fisher'la (1956-2016) birlikte verdiği yaşam mücadesi "Postcards from the Edge" (1990) adlı filme konu olan Debbie Reynolds'ın (1932-2016) kocası Eddie Fisher'i de (1928-2010) Taylor adeta çalmıştı...Taylor, kendi kocalarının çevresindeki dişi sineği kıskanan bir karaktere sahipti...
Richard Burton sadece Kuzey Amerika sinema bölgesinde 161 milyon seyirci toplayan "The Sound of Music" filminin yıldızı Julie Andrews'ü da taciz etmiş ve Andrews onun aşk teklifini reddetmişti...
Taylor'ı Hollywood'da temsil eden ajans ve kişiler görevlerini en iyi şekilde yapıyordu...Bu sayede 20th Century Fox Stüdyosu’yla yaptığı yanlış ve sorunlu sözleşmelerden dolayı “Erkekler Sarışınları Sever”den (1953) Marilyn Monroe 18.000 dolar kazanırken, Taylor Giant (1956) adlı filmden 175,000, Cleopatra'dan (1963) 1 milyon dolar ve filmin gelirlerinden yüzde 10 pay almayı başarmıştı...Monroe ise The Seven Year Itch (1955) adlı filmden haftalık 1.500 dolar gibi neredeyse figüran ücreti almıştı...
Taylor Burton çifti vergi ödememek ve masraflarını azaltmak için yıllık 30 bin dolar maliyetli bir teknede Portofino-İtalya'da yaşamayı da denemişlerdi...
Burton İngiltere'den İsviçre'ye taşınarak daha az vergi ödemenin yolunu buldu...Çift 1 milyon dolara küçük bir jet uçağı da satın almıştı...Taylor, sanat koleksiyonu, taşınmazları ve 150 milyon dolar değerindeki mücevherleri dahil yaklaşık 1 milyar dolarlık bir servete sahip olmuştu...Adını taşıyan kadın kokusu çok popüler olmuş ve Taylor'a büyük bir servet kazandırmıştı...
Taylor'ın kolayca kilo alması "Cleo-Fat-ra" gibi gazete manşetleriyle alay konusu olmuştu...(The Morning Mirror)
Burton, The Robe (1953) ile en popüler oyuncular arasına katıldı...Hıristiyanlık propagandası içeren bu film Katolik kilisesi tarafından da tavsiye edilmiş sadece Kuzey Amerika sinema bölgesinde 60 milyon seyirci toplamıştı...
Burton'a 250 bin dolar, Taylor'a 1 milyon dolar ücret artı filmin gelirlerinden yüzde 10 ödenen, büyük bölümü Roma'daki Cinecitta film stüdyolarında çekilen, 243 dakikalık "Cleopatra" Kuzey Amerika sinema bölgesinde 67 milyon seyirci toplamıştı...Life dergisi en çok reklamı ve tanıtımı yapılan film Cleopatra'dır diye yazdı...1963'ten itibaren diğer tüm 1960'lı yıllarda Hollywood'un filmlerinden en çok para kazandığı çift Taylor ve Burton çifti oldu...Yine de 44 milyon dolarlık maliyet "Cleopatra"nın şirketini tüm değerli gayrimenkullerini satmak zorunda bıraktı...
Richard Burton bir keresinde şöyle demişti: "Eşim Elizabeth Taylor ile çevirdiğimiz bazı filmlerin geliri küçük bir Afrika ülkesinin yıllık gelirinden fazla olabiliyor..."
Taylor Nathalie Delon ile aşk yaşadığı dedikoduları çıkan Burton'a karşılık vermek için dolar milyarderi ve zamparalığıyla ünlü Aristotle Onassis'le kısa süreli bir flört dönemi yaşadı...(1972) Onassis'in adı Hollywood ünlüsü Ava Gardner ile de anılmıştı...
Nasıl Richard Burton (1925-1984) mülklerinde kahya olarak kullandığı, aşırı derecede çalıştırdığı ve Burton'un İsviçredeki evinde elektirik yokken merdivenlerden yuvarlanarak felç ve yürüyemez hale gelen ağabeyi William Ifor Jenkins'in (1913-1973) felç olmasından ve ölümünden birinci derecede sorumluysa, Donald Trump da (1946) kendisi devasa bir serveti yönetirken evsiz, meteliksiz duruma düşen, eski pilot alkolik ağabeyi Frederick Crist Trump Jr. 'a (1938 - 1981) maddi manevi yardıma yanaşmayarak onun ölümünden birinci derecede sorumluydu...
Elizabeth Taylor'ın Richard Burton'a hediyelerinden bir tanesi Vincent van Gogh tablosu olmuştu: Arles with Irises (1888)...Bir diğer hediyesi çok pahalı bir 1635 baskısı kitaptı...
Saint-Paul Asylum, Saint-Rémy (1889) bu Vincent van Gogh tablosu Elizabeth Taylor'ın babası Francis Lenn Taylor (1897–1968) tarafından satın alındı...Elizabeth Taylor bu sanat eserine çok değer veriyordu ve onu her zaman yanında tutuyordu. Evinin duvarlarında asılıydı ve hatta hastahanede kaldığı süre boyunca tablo ona eşlik ediyordu. Taylor tabloyu zaman zaman yatına da götürüyordu...Elizabeth Taylor vefat ettiğinde tablo satıldı ve tabloyla olan derin bağı ve onunla yaptığı yolculuklar tablonun satış fiyatını artırdı. 2012 yılında babasının 1963'te satın aldığı fiyatın on katına satıldı.