Suriye'de Beşar Esad diktatörlüğünü 27 Kasım - 8 Aralık 2024 arasında Wehrmacht'ın 1939-1940'da tarih literatürüne eklediği blitzkrieg yöntemiyle yıkan HTŞ lideri kendine rol modeli olarak, al Qaeda lideri Osama bin Laden'i mi, Taliban'ı mı, yoksa Saladin - Salah ad-Din Yusuf ibn Ayyub-Selahaddin Eyyubi'yi mi alacak? İlkini tercih ederse çok kelleler uçar ve insan kanından nehirler oluşur! İkincisini seçerse milyonlarca yeni Suriyeli sığınmacımız olur!
Alman Kaiseri-İmparatoru II. Wilhelm 1898’de Osmanlı İmparatorluğu’na yaptığı ikinci ziyaretinde Kudüs’e de gitmiş, bu yolculuk kapsamında bir süre Şam’da da konaklamıştı. Şam’da 7 Mayıs 1898’de Selahaddin Türbesi’ni ziyaret ettikten sonra, 8 Kasım akşamı onuruna verilen ziyafette yaptığı konuşmada, “Tüm zamanların en şövalye ruhlu hükümdarlarından birinin, büyük Selahaddin’in yaşadığı yerde bulunmaktan” çok mutlu olduğunu söylemiş, Selahaddin’in “çoğu zaman düşmanlarına gerçek şövalyeliğin ne olduğunu öğreten korkusuz ve kusursuz bir şövalye” olduğunu ifade etmişti...
Eski Türkiye'de yabancı ülkelere savaş açma nedeni sayılacak olaylara karşı, 160'dan fazla siyasi partinin olduğu, Yeni Türkiye'de muhalefet çok sessiz ve suskun...Yunanistan sahil güvenlik görevlisi 20 Eylül 2024'te Datça sahilinde karaya çıkacak cüreti kendinde buldu...Muhalefet ise tam bir acizler korosu!
21. yüzyıl Türkiyesinde öyle olaylar gelişiyor ve yaşanıyor ki, Demirel, Ecevit, Erbakan ve Türkeş'in muhalefet lideri olduğu dönemde bu olaylar yaşansaydı, muhalefet hükümetin anasını ağlatırdı ve doğduğuna pişman ederdi...Halkta muhalefetin hesap sorma konusunda çok yetersiz kaldığına ilişkin yaygın bir kanaat var...Hatta halk arasında "Osuruktan tayyare" bir muhalefete sahip olduğumuz kanaati çok yaygın!
Hükümetin falsolarını dile getirme konusunda muhalefetin karnesi kırık notlarla dolu...Kuşkusuz medyanın büyük bölümünün sponsorunun bizzat hükümet olması da futbol karşılaşmalarında taraftarları coşturarak karnını doyuran amigolarla aynı işlevi gören sahibinin sesi bir medya kalabalığı yarattı ve bu durum da medyanın büyük bölümünde (besleme medyada) Türkiye'de olup bitenlere doğru reaksiyonlar verilmesini engelliyor...Birtakım imamlar bir zamanların amiral gemisi Hürriyet'i Yeni Şafak 2 haline getirdi...
Truva atı görevini üstlenerek AKP lehine faaliyet gösteren muhalefet liderleri (örnekler: Meral Akşener, Sinan Oğan), Azerbaycan ve Rusya'nın AKP lehine seçimlere müdahale etmesi, 2017 referandumuyla sınırsız ve sonsuz yetkilerle donatılmış başkanlık sistemine geçilmesi, 2. Abdülhamit'i,Yavuz Sultan Selim'i ve Kanuni Sultan Süleyman'ı kendine rol modeli olarak alan bir lidere sahip olmamız, parlamentonun adeta hadım edilmesi, Sayıştay'ın hükümet harcamalarını denetleyememesi, çetin ceviz Kemal Kılıçdaroğlu gibi muhalefet liderleri aleyhinde açılan ceza ve tazminat davaları, Anayasa Mahkemesi kararlarının Can Atalay vakasında olduğu gibi uygulanmaması da muhalefeti etkisiz hale getiriyor ve muhalefetin sesini duyurmasını engelliyor...
Murat Batı 2 Aralık 2024'te T24'teki yazısında "özel iletişim vergisinden Ekim 2024’e kadar tahsil edilen tutar yaklaşık 39 milyar 669 milyon dolardır; yani yaklaşık 40 milyar dolar," diye yazdı...
27 Ekim 2011 tarihinde tütün ve sigara kaçakçılığıyla mücadele eylem planını açıkladığı basın toplantısında konuşan bakan Mehmet Şimşek’e, 1999 depreminden sonra çıkarılan vergiler neticesinde yaklaşık 46 ila 48 milyar liralık gelir elde edildiği ve bu vergilerin nereye harcandığı soruldu.
Şimşek şu ifadeleri kullandı: “Sonuçta bunlar 74 milyonun servetidir. Deprem vergisi adı altındaki vergiden çok sürekli hale gelmiş ÖTV vs var. Bu vergiler bizim sağlığımıza gidiyor. Diyorsunuz ki bu çerçevede 44 milyar liralık vergi topladınız, nereye gitti. Sadece bir yıllık vatandaşın sağlığı için yaptığımız harcama 44 milyar lira. Bu, duble yollara gidiyor, demiryollarına, havayollarına, çiftçimize, eğitime gidiyor.”
Oysa depreme hazırlık önlemleri için toplanan vergileri başka amaçlar için harcamak, kullanmak büyük suçtur...
CHP'NİN CUMHURBAŞKANI ADAYINI MHP'NİN BELİRLEMESİ KEMAL KILIÇDAROĞLU'NUN EN BÜYÜK AYIBIYDI VE EN BÜYÜK HATASIYDI
Prof. Dr. Ekmeleddin İhsanoğlu: 2014’te bana teklif MHP’den geldi, ‘Çatı aday’ işinin mimarı Bahçeli’dir...
“İsmim 2007’deki cumhurbaşkanlığı seçimlerinde adaylar arasında geçmişti. Siz onu biliyor musunuz? 2014'ün başında Türkiye'ye döndük. ‘Çatı aday’ fikri çıktı ortaya. Cumhurbaşkanlığı adaylığı teklifi ilk defa MHP’den geldi. Kendilerine ‘Sadece MHP’nin adayı olursam yeterli oy alamayız, ancak CHP ile ortak aday çıkartırsanız başarılı olabiliriz’ dedim. ‘CHP bu işin içinde yok’ dediler. 12 Ağustos günü bende laf bitti, o günden beri hiçbir siyasi konuya girmiyorum”
20 Eylül 2024'te Datça'da kıyıya yanaşan Yunan sahil güvenlik botundan inen bir kişinin karaya çıkarak göçmen kaçakçısına ait olduğu iddia edilen lastik botu alarak gittiği görüldü...
Yunanistan sahil güvenliği, Bodrum'daki tartışılan görüntülerin ardından bu kez Datça'da Türkiye karasularını ihlal etti...
Kıyıya yanaşan Yunan sahil güvenlik botundan inen bir kişinin karaya çıkarak göçmen kaçakçısına ait olduğu iddia edilen lastik botu alarak gittiği görüldü. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, Yunanistan Denizcilik ve Ada Politikaları Bakanı Christos Stylianides'e ihlalden ötürü rahatsızlığını iletti...
20 Eylül günü 2024 sabah saat 10.00 sıralarında Muğla’nın Bodrum ilçesine bağlı Akyarlar Mahallesi’ndeki Akçabük koyunun içine kadar girerek Türk karasularını ihlal eden ve göçmen kaçakçısını kovalama bahanesi ile karaya 50 metre kadar yaklaşan Yunanistan sahil güvenlik botu, bu kez Türk karasularını Datça ilçesi kıyılarında ihlal etti.
Datçalı bir balıkçı tarafından çekilen ve sosyal medyada paylaşılan görüntülerde, Yunan sahil güvenlik botunun Datça’nın bir koyunda karaya kadar geldiği, bottan inen maskeli bir kişinin karada bulunan zodyak botu denize çekerek, Yunanistan sahil güvenlik botunun nezaretinde koydan uzaklaştığı görüldü.
Datça kıyılarına kadar göçmen kaçakçısını kovalayan Yunanistan sahil güvenliğinin karaya kadar gelip göçmen kaçakçısının karada terk ettiği zodyak botu, son derece rahat hareketlerle karaya çıkıp denize çektikten sonra, yine rahat hareketlerle Datça kıyılarından ayrılması görüntülere yansıdı. Yunanistan sahil güvenlik botunun yine yavaş hareketlerle Sömbeki (Simi) Adası'na doğru çekildiği ve beraberinde zodyak botu yedekleyerek götürdüğü görüldü.
Yunanistan sahil güvenlik botunun Datça açıklarındaki Simi (Sömbeki) Adası’nda konuşlu olduğu ileri sürüldü.
İçişleri Bakanlığı'ndan açıklama
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, Yunan Sahil Güvenlik botlarının Türk karasularını ihlal etmesinden duyulan rahatsızlığı Yunanistan Denizcilik ve Ada Politikaları Bakanı Christos Stylianides'e iletti.
Bakanlıktan yapılan açıklamada, şu ifadelere yer verildi, "Bakan Yerlikaya ve Stylianides 23 Eylül akşamı bir telefon görüşmesi gerçekleştirdi. Görüşmede, Yunan Sahil Güvenlik botlarının Türk karasularını ihlal etmesinden duyulan rahatsızlığı dile getiren Yerlikaya, iyi komşuluk ilişkilerinin korunması için bu tür ihlallerin kabul edilemeyeceğini vurguladı.