Hürriyet Gazetesi'nde 7 Ekim 2010'da Ömür Gedik şöyle yazmıştı:
"Bir hayvan ölse canınız acır mı?
Röportajlar vardır, sorular öyle sıradan ve sığdır ki, bitse de gitsek dedirtir insana.
Ama bazı röportajlar vardır ki, sonu geldiğinde keşke bir soru daha olsaydı dersiniz.
Sinema ve hayvansever meslektaşım sevgili Hakan Sonok’un benimle yaptığı röportaj ders gibiydi.
Sorulardan çok şey öğrendim, üzerlerinde düşünürken keyif aldım.
Hakan’a sonsuz teşekkürlerimi sunarken sizi bu özel sorulardan birkaçıyla baş başa bırakmak istiyorum, ne demek istediğimi çok daha iyi anlayacaksınız.
1913-1921 tarihleri arasında ABD Başkanlığı yapan ve Nasreddin Hoca fıkralarına da düşkün Woodrow Wilson hayvan hakları için ilk ve önemli adımları attı.
Yakın zamanda Rusya Başbakanı Vladimir Putin’in Sibirya’da tatilini geçirirken yerel avcıların, “Buraya gelmişken ava da çıkın” önerisine karşılığı, “Sibirya’ya hayvanların canını almak amacıyla gelmedim” oldu.
Hayvanlara Yardım Amaçlı Vakfı da olan emekli oyuncu Brigitte Bardot, bu yaz yaptığı açıklamada “Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy cumhurbaşkanı seçilmeden önce hayvan haklarıyla ilgili vaatlerde bulunmuştu; üç yıldır bu sözlerini icraata dökemediğini üzülerek görüyoruz” diyor.&
Cumhurbaşkanı’ndan, Başbakan’dan, Bakanlar Kurulu Üyeleri’nden, parti liderlerinden, millletvekillerinden, işadamlarından, hayırseverlerden hayvanlar adına, onlar için neler istiyorsun?
-Jared Diamond “Collapse-How Societies Choose to Fail or Succeed/ Çöküş-Toplumlar Başarı ya da Başarısızlığı Nasıl Seçer” adlı eserinde yeryüzü ormanlarının yarıdan fazlasının 21. yüzyılın başında yok olmuş durumda olduğunu yazdı.
Ona göre kalan ormanların en az yarısı da 2050’den önce yok olacak.
Ormanlarını koruyabilen Japonlar gibi milletler ayakta kalmış. Koruyamayanlar tarihten silinmiş.
Yeşiller Partisi’nden Serkan Köybaşı’nın Haziran 2010’da açıkladığı gibi Üçüncü Boğaz Köprüsü için kesilen ya da kesilecek ağaç sayısı: 2 milyon 507 bin 152.
Bu ağaçların kesilmesi onların çevresindeki yaban hayvanlarının da ölümü anlamına geliyor. Ormanlar için içimizin acıması dışında ne yapmalıyız sence?
-Gorillerin yok edilmesine karşı çıkan ve kaçak goril avcılarınca öldürülen Dian Fossey hakkındaki “Gorillas in the Mist-Sisteki Goriller” (1988) beş dalda Oscar ödülüne aday gösterildi. Ancak bu vicdan sahibi, güzel, kahraman insan üzerine seçkin film “Ölmeden Önce Seyretmeniz Gereken 1001 Film” seçkilerine bile alınmıyor. Bu çok büyük bir adaletsizlik değil mi?
-Isaac Asimov, “Foundation” dizisi romanlarından birinde öyle bir gezegenden bahseder ki, insanlar gibi gezegenin kendisi de canlıdır ve birbirlerine organik bir bağ ile bağlıdırlar. Öyle bir bağ ki, gezegendeki bir ağaç kesilse, bir hayvan öldürülse, herkesin aynı anda canı yanar... Bizim gezegenimizde de böyle olmasını ister miydin? Yani bir ağaç kesilse, bir hayvan öldürülse bütün insanların bu acıyı hissetmesini ister miydin?
Hürriyet Gazetesi sinema yazarı, film eleştirmeni, köşe yazarı, Kanal D’de yayınlanan sinema programı Cinemania’nın hazırlayıcısı ve sunucusu Ömür Gedik Hakan Sonok ile söyleşi yaptı.
Bence hayvanları, ağaçları sevmeyen insanları da sevemez, sevmez. Sinema medyamızın en mütevazı, en dobra, en içi dışı bir temsilcisi Ömür Gedik’te uzun süredir Türkiye’deki savunmasız, çaresiz, zor durumdaki hayvanların sözcülüğünü, avukatlığını üstleniyor.
*Hakan Sonok: Marlon Brando’nun dediği gibi, “Gezegenimizde hiç istemediğimiz kadar önyargı, adaletsizlik, nefret, açlık, yoksulluk ve acı var.”
İstisnalar kaideyi bozmaz: İnsanlar genelde sadece kendilerini seviyor ve kendilerini düşünüyor. Ömür sen istisnalardan birisin. Savunmasız, güçsüz, biçare, çaresiz, kimsesiz, sahipsiz, aç hayvanların avukatı, koruyucusu, savunucususun. Onlardan yana tarafsın. Kanaat önderi pozisyonunu, Hürriyet Gazetesi’ndeki yazılarını, bu misyonun doğrultusunda insanları bilinçlendirmek ve uyandırmak için kullanıyorsun. Evinde köpeklerin var. Her şey nasıl başladı? Çocukluğunda daevinizde hayvanlarınız var mıydı?
*Ömür Gedik:Sevgili Hakan, hayatımda gördüğüm en güzel röportaj sorularıyla karşı karşıya olduğum için öncelikle sana teşekkür ediyorum. Aynı dili konuştuğum birarkadaşımdan gelen bu sorular beni çok mutlu etti. Her şey nasıl başladı hatırlamıyorum gerçekten de. Kendimi bildim bileli hayvanlara karşı hassas ve hep onların yanında oldum. Çocukluğum Erenköy’de geçti. O zamanlar apartmanlar yoktu, tek katlı evler vardı etrafta ve boş arsalar. O boş arsalarda biriken su birikintilerinde yaşayan kurbağa yavrularına karşı bile sorumlu hissederdim kendimi. Annemim “elleme sakın elinde siğil çıkar” uyarılarına rağmen, suların kurumaya yüz tuttuğu zamanlarda çamura saplanıp, can çekişen kurbağa yavrularını elimle tek tek toplayıp, kalan su birikintilerine taşıdığımı bilirim. O sıralarda ilkokuldaydım sanırım. Pazardan alınan civcivlerimi evin içinde büyüttüm, balkonda besledim, altlarından sıcacık yumurta almak ve ardından onları çimlere çıkarıp, adeta çobanlık yapmaya bayılırdım. Kediler ve köpekler evde değil ama bahçede hep arkadaşım oldular. Saka ve İskeçe kuşlarıyla ilgili pişmanlıklarım var. Kafeste çok kuş besledim, onlarla elimden yem yiyecek kadar arkadaş oldum. Ama şimdi geriye dönüp baktığımda keşke onları kafeste hapsetmeseymişim diye düşünüyorum. Kafes kuşlarım geçmişimdeki hatalarımdan biridir… Ve Çingene atları. Ben küçükken her yerdeydiler ve bu atlara kamçı ve sopayla vuran sahipleriyle kim bilir kaç kere kavga etmişimdir.Bu atları işkence gördükleri bu hayattan kurtarıp, özgürce dolaşabilecekleri alanlarda bakmak ve beslemek o yaşlardan beri hep hayalim oldu. Umarım bu hayalim bir gün gelir gerçekleşir."
https://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/omur-gedik/askin-ikinci-yarisi-15978866
2
Ekrem İmamoğlu 2019'da İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığını devralmadan önce AKP Büyükşehir Belediye Başkanlarının onun yönetimine bıraktığı borç toplamı 4 milyar dolar civarındaydı, hatta biraz fazlası...Bunu şunun için yazdım: Bu kadar büyük bir borç batağındaysanız sokak hayvanlarını kısırlaştırmak için de bütçe ayıramıyorsunuz!
3
Hükümet, 2024'te Türkiye’de 4 milyon sokak köpeği olduğunu, buna karşın mevcut 322 barınaktaki toplam kapasitenin 105 bin olduğunu ilan etmişti...
4
Sokakta yaşayan hayvanların ağzı var dili yok...Belediyelerin dişi köpekleri ve dişi kedileri on yıllardır kısırlaştırma için gerçek anlamda hiçbir faaliyet göstermemesi, gösterememesi, bunun için bütçe ayıramaması sonucunda sayıları on milyonları buldu...
Hayvan düşmanları sokak hayvanlarının ve onların savunucularının,sözcülerinin çaresizliklerinden yararlanarak soykırım planlarında bir sonraki aşamaya geçmiş durumda...Hayvan dostları hem sayıca az hem de onların maddi imkanları sokakta yaşayan tüm hayvanlara ulaşacak kadar büyük değil...Hayvan düşmanlarıysa giderek daha cüretkar, daha korkunç planlar ve niyetler ilan ediyor...
5
Tarık Akan'ın baş rolünde olduğu "Yol" filminin senaryosunda yer alan (gerçekten yaşanmış bir olaya dayanan) ancak filmin kendisine çeşitli nedenlerle bir türlü aktarılamayan bir bölümde cezaevinden evine bayram izniyle giden mahkumlardan biri yoksulluğundan dolayı belediyelerin sokakta yaşayan hayvanları zehirlemek için orta yere bıraktığı zehirli kıymayı alarak ailesine bir ziyafet çekmek isteyecek ve çok kalabalık aile tam bir katliam kurbanı olacaktı.
6
Gazeteci, yazar Ali Murat Güven Twitter hesabından 29 Aralık 2021'de şöyle yazdı:
"AKEPE'li belediyelerin ülkenin değişik illerinde başlattığı kedi-köpek kıyımı sürüyor. Fakat, birçok bölgeden bana ulaşan haberlere göre, belediyeciler hayvanseverlerin hışmına uğrayıp onlardan dayak yememek için, gayet sinsi bir tavırla, plakasız araçları ve sivil görünümlü elemanlarını salıyorlarmış sahaya...Barınaklara götürüp orada sinsice öldürdüğünüz her kedi ve köpek için bin kez nefret edeceğim sizden..."
Gazeteci, yazar Ali Murat Güven Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın nutuklarını kaleme almıştı...
Gazeteci Ali Murat Güven: Erdoğan'ın AK Parti’nin kuruluşunda yaptığı konuşmayı 3 paket sigara karşılığında yazdım...
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, AK Parti kuruluş toplantısında yaptığı 1.5 saatlik konuşma metnini yazan Ali Murat Güven, "O zaman ciddi bir ekonomik kriz var. 40 sayfayı bulan ve büyük yankı uyandıran konuşma metnini 3 paket sigara karşılığı yazdım" dedi
"Değerli dostlar, bugün önemli bir gün. Bugün Türk siyaset hayatına lider oligarşisinin çöktüğü gün olarak tekelci bir anlayışa dayanan liderlik anlayışının yerine kolektif aklın temsilcisi olan bir anlayışın yerleştiği gün olarak geçecek.
Bugün, Türk siyaset tarihine parti içi demokrasi geleneğinin yalnızca bir kuru temenni olarak değil, aynı zamanda da bir zihniyet değişikliği ve zorlayıcı tüzük kuralları biçiminde egemen olduğu gün olarak geçecek.
Bugün, Türk siyaset tarihinde her yönüyle şeffaf, seçmenin sorgulamasına ve denetimine açık yepyeni bir siyasal örgütlenme modelinin kurulduğu gün olarak geçecek.
Bugün, Türk siyaset tarihine, hizmete sevdalı insanların kurduğu AK Parti'nin doğum günü olarak geçecek.
Kutlu olsun.
Ve bu günden sonra Türkiye’mizde artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak."
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bu sözleri yapılan AK Parti Kuruluş toplantısında söyledi. (14 Ağustos 2001)...
Ankara’daki Bilkent Otel’de yapılan programı Türkiye ve dünya basınından çok sayıda gazeteci takip etmiş, Erdoğan’ın 1.5 saate yayılan konuşması bazı TV kanalları tarafından canlı olarak yayınlanmıştı.
14 Ağustos 2001 günü kurulan AK Parti girdiği ilk seçimlerde iktidara geldi.
O günden bu yana tek başına iktidarda.
Partinin genel başkanı Recep Tayyip Erdoğan önce Başbakan ardından Cumhurbaşkanı oldu.
AK Parti, Türkiye’nin siyasi sistemini de değiştirdi.
Türkiye artık parlamenter sistemle değil Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile yönetiliyor.
Gazeteci Ali Murat Güven:
“Erdoğan, partisinin kuruluşunu Türkiye ve dünyaya ilan ederken yaptığı yaklaşık 1 buçuk saatlik konuşmanın tamamını ben yazdım. Bunu ücretsiz olarak yaptım. Aşağı yukarı 14 puntoyla 45 sayfaya yakın bir metindi” diyor.
'Sigara olmadan yazamıyorum' dedim, 3 paket sigara getirdi
Talebin eski AK Parti İstanbul Milletvekili Hüseyin Besli’den geldiğini söyleyen Güven, Erdoğan’ın TBMM’deki ilk grup toplantısında yaptığı konuşmanın metninin de, Anıtkabir Şeref Defteri’ne yazdığı sözlerin de kendi kaleminden çıktığını anlattı:
Teksoy Görevde programından yeni ayrılmıştım ve bir reklam şirketinde yönetmenlik ve metin yazarlığı yapıyordum. Hüseyin Besli’yi de Yeni Şafak’tan tanıyorum. Ajansa geldi ve ‘Yeni parti kuruyoruz ama paramız-pulumuz yok. Parti kurulacak ama hala sıkı bir konuşma metni hazırlamadık’ dedi. O günlerde ülkede çok ciddi bir ekonomik kriz var ve piyasada yaprak kımıldamıyor. Sigara alacak param dahi yok. Benden metni talep eden Besli’ye ‘Tamam yazarım ama sigara olmadan yazamıyorum. Bana 3 paket Tekel 2000 alın bugün yazmaya başlayayım’ dedim. Sigaralar geldi ben de yazmaya başladım. Başka da bedel almadım. Çünkü o zamanlar biz davanın çocuklarıyız ve davanın çocukları para almaz. Besli 4 gün sonra metni almaya geldi. Bir koltuğa oturup okudu ve çok beğendi.
Konuşma metni sağlam bir metindi. Bende VHS olarak tam kaydı da var. O zaman bir Mac bilgisayarda yazıp DVD’ye kaydetmiştik. DVD’nin orjinali de duruyor. 'AK Parti’de milletvekilliği birer parmak kaldırma makinesi olmayacak' gibi güzel ve anlamlı sözlerdi de zaman içinde hiçbirinin bir karşılığı kalmadı. Parti, klasik bir sağ partiye dönüştü
"Aynı metni bugün yazamam"
Güven, aradan geçen 17 yılın ardından aynı metni bugün yazamayacağını söylüyor. Bunu da “Tüm inancımı yitirmiş durumdayım” diye açıklayan Güven, “O zaman idealist gençlik coşkusuyla harekete de inanmış bir adamdım. Konuşma metni Gandi’den Atatürk’e, Hz. Muhammed’den Thomas Jefferson’a atıflarla dolu, Beyaz Saray’daki metin yazarlarının yazabileceği türden iyi bir metindi. Sayın Erdoğan 1.5 saat konuştu, Türk medyası ise konuşmanın kodlarını 1 hafta çözümlemeye çalıştı” dedi.
AK Parti’nin kuruluş sürecinde roller üstlenen Besli de o dönem Güven’den destek aldıklarını kabul etti. Ancak “Metni sigara karşılığı yazıp yazmadığını hatırlamıyorum” dedi.
7
10 Şubat 2025 haberi: Belediyelere her sahipsiz köpek için 71 bin lira ceza uygulanacak...
Tarım ve Orman Bakanlığı, 81 il valiliğine gönderdiği yazıda, sahipsiz köpeklerin toplanması için 2028 yılının beklenmesinin yasalara aykırı olduğunu belirterek, toplanan hayvanların bırakılması durumunda 2025 yılı itibarıyla her bir hayvan için 71 bin 965 TL idari para cezası uygulanması gerektiğini vurguladı.
Tarım ve Orman Bakanlığı, Bakan İbrahim Yumaklı'nın imzasıyla 81 ildeki valiliklere İl "Hayvanları Koruma Kurulu Çalışmaları" konulu yazı gönderdi.
Yazıda, 7527 sayılı Hayvanları Koruma Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 2 Ağustos 2024'te Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdiği, buna paralel olarak hazırlanan Hayvanların Korunması Hakkında Uygulama Yönetmeliği'nin 13 Aralık 2024'te yayımlandığı hatırlatıldı.
5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu’nun 15. maddesine göre her ilde valinin başkanlığında hayvanların korunması ve sorunlara çözüm önerileri için İl Hayvanları Koruma Kurulu toplantıları yapılması gerektiği vurgulandı. Ayrıca Yönetmelik uyarınca kurulun üç ayda bir toplanması ve gerektiğinde olağanüstü toplantılar düzenlenebileceği ifade edildi.
Bu kapsamda, şubat ayı içerisinde illerde olağanüstü İl Hayvanları Koruma Kurulu toplantıları düzenlenmesi talep edildi. Toplantılarda hayvanların korunmasına yönelik gündem maddelerinin görüşülerek kararlar alındığı belirtildi.
Yerel hayvan koruma görevlisi kimlik kartları iptal edildi
Bu doğrultuda, yapılan kanun değişikliğiyle, yerel hayvan koruma görevlilerinin sorumlulukları" başlıklı 18. madde yürürlükten kaldırıldı. Bu çerçevede, mevcut yerel hayvan koruma görevlisi kimlik kartlarının iptal edilmesi ve gerekli duyuruların yapılması gerektiği belirtildi. Ayrıca, söz konusu kimlik kartlarının Doğa Koruma ve Milli Parklar Müdürlükleri tarafından teslim alınarak imha edilmesi gerektiği vurgulandı.
Bakımevleri için 31 Aralık 2028'e kadar süre verildi
5199 sayılı Kanun ile nüfusu 25 bini aşan belediyelere, hayvan bakımevi kurma ve mevcut bakımevlerinin koşullarını iyileştirme için 31 Aralık 2028 tarihine kadar süre verildi. Ancak, hayvanların toplanarak bakımevlerine götürülmesi ve köpeklerin bakımevlerinde tutulmasıyla ilgili hükümler, Kanun’un yayımlandığı tarihten itibaren yürürlüğe girdi.
Bu nedenle, hayvanların toplanması amacıyla 2028 yılına kadar beklenmesi mevzuata aykırı olarak değerlendirilecek.
Sahipsiz hayvanların geri bırakılması yasaklandı
5199 sayılı Kanun'un 14. maddesi uyarınca, rehabilitasyon işlemi tamamlanmış dahi olsa, yerel yönetimler tarafından toplanan sahipsiz hayvanların bakımevi dışında herhangi bir yere terk edilmesi veya bakımevinde barındırılan köpeklerin geri bırakılması yasaklandı.
Bu Kanun maddesine aykırılık tespit edilmesi durumunda, 2025 yılı itibarıyla her hayvan başına 71 bin 965 TL idari para cezası uygulanacak.
Kanuna göre, sahipsiz hayvanların toplanma işlemlerine öncelikle şikayet, saldırı vakaları ve kuduz gibi bulaşıcı hastalık risklerinin yüksek olduğu alanlardan başlanacak. Yönetmeliğin "İl Hayvanları Koruma Kurulu Görev ve Sorumlulukları" başlıklı 6. maddesinin birinci fıkrasının (ğ) bendine göre, kişilerin hayvan bakımevlerinden sahiplenebileceği hayvan sayısı belirlenecek.
Tehlike arz eden hayvanlar sahiplendirilemeyecek
Bakımevine alınan köpeklerden, insan ve hayvanların hayatı ile sağlığı için tehlike teşkil eden, olumsuz davranışları kontrol edilemeyen, bulaşıcı veya tedavi edilemeyen hastalığı bulunan, sahiplenilmesi yasak olan hayvanlar, hiçbir gerekçeyle hayvan bakımevlerinden sahiplendirilemeyecek.
Kedi ve köpeklerin, 08.10.2021 tarih ve 28078 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Ev Hayvanlarının Üretim, Satış, Barınma ve Eğitim Yerleri Hakkında Yönetmelik kapsamı dışında üretilmesi yasaklanırken, kaçak üretimin ve satışın engellenmesi için gerekli denetim mekanizmaları oluşturulacak.
Hayvan bakımevi ve doğal yaşam alanı kapasitesi değerlendirilecek
Yönetmeliğin "Yerel Yönetimlerin Görev ve Sorumlulukları" başlıklı 7. maddesinin birinci fıkrasının (p) bendine göre, ildeki sahipsiz hayvan sayısı göz önünde bulundurularak hayvan bakımevleri ve doğal yaşam alanlarının kapasitesi değerlendirilecek. Eğer mevcut kapasite yetersiz bulunursa, ilgili yerel yönetimler, Kanun kapsamında ayırdıkları mali kaynaklarının en az yüzde 50'sini hayvan bakımevi ve doğal yaşam alanı yapımı ya da mevcut kapasitenin artırılması için harcamak zorunda kalacak.
Belediyelere kaynak ayırma yükümlülüğü Kanun'un geçici 4. maddesinin ikinci fıkrasına göre, belediyeler, 31 Aralık 2028 tarihine kadar hayvan bakımevi kurmak, rehabilitasyon işlemleri yapmak ve sahipsiz hayvanları sahiplendirilinceye kadar bakmak için, kesinleşmiş en son bütçe gelirlerinin binde beşi oranında kaynak ayıracak. Büyükşehir belediyelerinde bu oran binde üç olarak uygulanacak. Ayrılan kaynaklar başka bir amaç için kullanılamayacak.
Kanun'un Ek 1. maddesinin üçüncü fıkrasına göre ise, belirtilen kaynağı ayırmayan veya bu kaynağı belirtilen amaç dışında harcayan belediye başkanları ve meclis üyeleri ile ilgili olarak, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası verilecek.