Başbakan Recep Peker (1889-1950) Hükümeti, 7 Eylül 1946 Cumartesi günü Türk lirasının değerini düşürdü...ABD dolarının fiyatı o tarihten önce 1.29 TL iken yapılan müdahale ile 2.83 TL'ye yükseltildi...
Nasıl bugün 7 Eylül 1946 ekonomik müdahalesi öncesini, Katma Değer Vergisi'nin (1985), Özel Tüketim Vergisi'nin (2002) olmadığı günleri nostaljik bir özlemle anıyorsak, taze / sıcak haberlere, gelişmelere, açıklamalara baktığımızda yakın gelecekte bugünümüzü de özlemle ve çok arayacağımız anlaşılıyor...
HAZİNE VE MALİYE BAKANI BERAT ALBAYRAK 2019'DA : "MART ŞUBATTAN, NİSAN MARTTAN ÇOK DAHA İYİ OLACAK" DEMİŞTİ...OLMADI!
25 Şubat 2019: Bakan Berat Albayrak'tan 2,5 milyon istihdam müjdesi gelmişti...
Hazine ve Maliye Bakanı Albayrak, "2019 yılında 2,5 milyon yeni istihdamı hayata geçireceğiz" dedi.
Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, TOBB İkiz Kuleler Konferans Salonu'nda, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğinin (TOBB) ortaklaşa düzenlediği "İstihdam Seferberliği 2019" programında konuşma yaptı.
Bakan Albayrak, birçok platformda ülkenin içinden geçtiği ekonomik sürecin KOBİ'lere, sanayicilere ve esnafa olan etkilerini azaltmak için atılacak adımları görüştüklerini, çeşitli paketler açıkladıklarını hatırlattı.
Bugün kamu-özel sektör arasında oluşturdukları güçlü koordinasyon ve sinerjinin meyvelerini almak için bir araya geldiklerini ifade eden Albayrak, "Geçtiğimiz ay Cumhurbaşkanımızın da katıldığı şura vesilesiyle ifade edildiği gibi 2019 yılında 2,5 milyon yeni istihdamı hayata geçireceğiz." ifadesini kullandı.
Albayrak, bugün istihdam alanında bir devrim yaşandığını belirterek, "Bugün Türkiye'ye karşı oynanan oyunlara, ekonomide çizilmek istenen senaryolara karşı durulan güçlü bir yumruğun, dayanışmanın, bir olmanın, milletçe güçlü olmanın dosta düşmana ispat edildiği bir gündür." diye konuştu.
Yeni Ekonomi Programı (YEP) ile hedef ve stratejileri belirlediklerine dikkati çeken Albayrak, AK Parti hükümetleri döneminde istihdamı artırmaya yönelik politikaların hep öncelikleri arasında yer aldığını kaydetti.
Albayrak, bu amaç doğrultusunda 2009'dan bu yana yaklaşık 10 milyonluk yeni istihdam oluşturulduğunu vurgulayarak, 2018'de açıkladıkları mevcut istihdam teşviklerine yenilerini eklediklerini hatırlattı.
Bakan Albayrak, sigorta prim teşviğinin devam ettiğine işaret ederek, "Geçen cuma günü Mecliste kabul edilen kanunla yeni bir destek daha açıkladık. Bu kapsamda 1 Şubat 2019-30 Nisan 2019 arasında işe alınan işçilerin 3 ay süreyle tüm prim, vergi ve ücret desteği hükümetimiz tarafından karşılanacak." ifadesini kullandı.
Finansmana erişim noktasında da önemli paketler açıkladıklarını hatırlatan Albayrak, şöyle konuştu:
"Ocak ayında 13 bankanın katılımıyla KOBİ'lerimiz için 20 milyar liralık bir kredi paketi müjdesini vermiştik. Bu paket ile birlikte reel sektörün likidite ihtiyacına ciddi anlamda bir destek oluşturmuştuk. Bu paket ile bugün itibarıyla 67 bin 438 KOBİ'mize 20,3 milyarlık kredi kullandırıldı. Yeni bir paket geliyor. Bu hafta onu anons edeceğiz. Aynı şekilde esnafımız için de Halkbank aracılığıyla açıkladığımız yılın 3 ayındaki 10 milyar liralık pakette, esnaf kredilerinde toplamda 66 bin 236 esnafa 6 milyar 238 milyon liralık tutara ulaşmış bulunuyoruz. Şubat sonu itibarıyla 7,5 milyar lirayı geçerek belki de martın ortasına doğru 10 milyar liralık kredi paketini esnafımıza kullandırmış olacağız."
Albayrak, üreticilerin modern seracılığa dönüşü ve yatırımları ile ilgili de çok önemli bir finansman paketi açıkladıklarını, KDV iadeleri ile ilgili önemli adımlar attıklarını anımsattı.
"Yurt dışından Türkiye'ye güçlü bir sermaye akışı gerçekleşti"
Albayrak, Türkiye'ye yapılan uluslararası doğrudan yatırımların 2018'de 13 milyar doları aştığını vurgulayarak, "Bu kadar zor bir yılda 13 milyar doların üzerinde doğrudan yabancı sermaye girişi sağlandıysa, emin olun kısa sürede bu rakamın çok daha üstüne çıkılacaktır. 2019'da da doğrudan yabancı yatırımlarla büyümeye devam edeceğiz." ifadesini kullandı.
Net hata ve noksan rakamının da 2018'de 21,17 milyar dolar olduğunu bildiren Albayrak, yurt dışından Türkiye'ye güçlü bir sermaye akışı gerçekleştiğini aktardı.
"Treni kaçırma endişesi yaşayanlar düşünsün"
Albayrak, 2019'un ilk çeyreğinde bu sürecin daha da güçleneceğini vurgulayarak, şöyle devam etti:
"Artık treni kaçırıp kaçırmama endişesi yaşayanlar düşünsün. Mart, nisan ve mayıs ayları çok daha iyi bir performans sergileyeceğimiz bir dönem olacak. Hep birlikte çok daha iyiyi yakalama açısından önemli bir sürece giriyoruz. Türkiye, ekonomide yeni bir hikaye yazmaya başlamıştır. Yeni, genç ve güçlü Türkiye için attığımız her adımda bu hikayeye piyasaların inancını daha da artırıyoruz."
Bütün paydaşlarla birlikte el ele, omuz omuza vererek YEP'te ortaya koydukları hedeflerin başarıya ulaştırılacağı konusunda inançlarının tam olduğunu belirten Albayrak, şunları kaydetti:
"Attığımız her adım, sağladığımız her iyileşme piyasalarda gücünü ve etkisini günbegün gösteriyor. Faizlerde ağustosun, eylülün etkisi tamamen silindi, tahvil faizleri de mayıs, haziran seviyelerine indi, daha da inecek. Mevduat faizleri yüzde 30'lara çıkmıştı, yüzde 20'lerin altına geldik. Düşüş devam ediyor, daha da devam edecek. Kredilere bakıldığında, ocakta kullandırılan nominal krediler 7,7 milyar liralık artış gösterirken 20 Şubat itibarıyla bu rakam nominal artış olarak 24,8 milyar liraya çıkmış durumda. Bankacılık sektörü likidite anlamında büyümeye devam ediyor. Tahmin ediyorum, bu gidişle şubat sonunda 30 milyar lirayı yakalayacağız."
"Mart şubattan, nisan marttan çok daha iyi olacak"
Reel sektör ve yatırımcı için en önemli göstergenin rasyonal data olduğuna işaret eden Albayrak, seçim üzerinden manipülasyon yapanların olumsuz bir hava oluşturmaya çalıştıklarını dile getirdi.
Albayrak, likidite, faiz, büyüme ve hacimlerin olumlu olduğuna işaret ederek, şöyle devam etti:
"Şubat ocaktan, mart da şubattan çok daha iyi olacak. Nisan marttan zaten çok iyi olacak. Yurt dışında Türkiye'nin yeni ekonomi hikayesi oldukça pozitif yankı bulurken, malum kesimin negatif algı operasyonlarına devam etmeleri kendi buhran ve çaresizliklerinin işareti. Biz, özellikle YEP ile ortaya koyduğumuz hedeflerin pek çoğunu yıl sonundan önce realize edeceğiz. Kimsenin endişesi olmasın nisandan sonra çok daha güçlü bir Türkiye ekonomisine şahit olacağız. Nasıl ki YEP tek başına neredeyse bütün o dönemki olumsuz havayı kırdıysa, ikinci çeyrekten itibaren başlayacağımız süreç ve yapısal reformlarla ilgili atılacak adımlar piyasaya bambaşka yeni bir hava katacak. Seçimden sonra çok daha güçlü, pozitif bir süreç hepimizi bekliyor."
Kaynak kullanımından finansal mimariye, yeni finansal enstrümanlardan teşvik sistemine, KİT'lerin yeniden yapılandırılmasına kadar çok sayıda değişimin, iş yapış biçimlerinin yeniden ele alınmasını sağlayacaklarını vurgulayan Albayrak, ilk çeyrekte bu çalışmaları tamamlayacaklarını dile getirdi.
Albayrak, finans piyasasında tahvil faizlerinin düşüşü, borsadaki pozitif hareketlenme, ülkeye gelen kaynak, kredi piyasasındaki olumlu havanın yeni bir söz söylemeye gerek bırakmadığını kaydetti...
2024:TÜRKİYE'DE HER ÜÇ KİŞİDEN BİRİ İCRALIK
Saadet Partisi Genel Başkan Vekili Mahmut Arıkan, "Simit, ayran ve çaydan müteşekkil üç öğün yemek yiyen 4 kişilik bir ailenin TÜİK verilerine göre 22 bin 600 liralık bir gelire ihtiyacı var. Asgari ücreti hepimiz biliyoruz, emekli maaşlarını hepimiz biliyoruz. Türkiye'de adliyelerde hukuk davası açılmış icra dosyalarının sayısı 22 milyona ulaşmış. Kaç seçmen var; 60 milyon. Her 3 kişiden 1'i şu anda icralık vaziyette" dedi.
Mahmut Arıkan: 50 yıllık, 100 yıllık planlardan bahsediyorum. Akşamdan sabaha olan şeylerden bahsetmiyorum. İsrail'in bizi bombalaması, bize saldırması emin olun çok uzak bir ihtimal değil. Hedef Türkiye. Bunu bilmemiz lazım. İki tane müdahale edemedikleri ülke kaldı. Bunlardan biri İran, biri Türkiye. İran da topun ağzında. Olan biteni hep beraber yaşıyoruz. Allah korusun Türkiye'ye sıçramaları an meselesi.
"Türkiye'de 22 milyon kişi icralık vaziyette"
Belki bizim de çok da göremediğimiz ama TÜİK'in istatistiklerine baktığımızda Türkiye borçlu bir ülke. Yapılan kamuoyu yoklamalarında Türkiye'nin yüzde 71'i borçlu olduğu gerçeği ile karşı karşıyayız. Bu kamuoyu yoklamalarının neticesi. Borçlu olan yüzde 71'in de yüzde 56'sının borçlarının bankaya olduğu gerçeği ile karşı karşıyayız. Diğer taraftan Türk- İş'in verilerine göre açlık sınırı 21 bin lira. Bir kamuoyu yoklaması simit, ayran ve çaydan müteşekkil üç öğün yemek yiyen 4 kişilik bir ailenin TÜİK verilerine göre 22 bin 600 liralık bir gelire ihtiyacı var. Asgari ücreti hepimiz biliyoruz, emekli maaşlarını hepimiz biliyoruz. Türkiye'de Adliyelerde hukuk davası açılmış icra dosyalarının sayısı 22 milyona ulaşmış. Kaç seçmen var; 60 milyon. Her 3 kişiden 1'i şu anda icralık vaziyette."
"Borçlandık, aç kaldık, işsiz bırakıldık"
"Borçlandık, aç kaldık, işsiz bırakıldık. Maalesef TÜİK de burada verilerle oynuyor. Orada bakılması gereken şu. Geniş tabanlı işsizlik oranlarına bakmamız gerekiyor. Oradaki oran da yüzde 25. Dört kişiden biri şu anda işsiz. 'Benim fabrikam var ama üniversite mezunu benim verdiğim şartlarda çalışmıyor ' diyenler olacaktır o zaman eğitim sistemini gözden geçirmek gerekiyor. 4+4+4 başta olmak üzere, üniversiteden bu kadar çok mezunun olması konusuna kadar eğitim sisteminin tekrar masaya yatırılması gerekiyor. Ama son 20 yılda 8 tane milli eğitim bakanı değişti. Her bakan sadece 2,5 yıl görev almış. Her biri bir önceki Milli Eğitim Bakanı’nın politikalarını elinin tersi ile itmiş, sıfırdan bir politika ortaya koymuş. Neticede ne olmuş? 19 yaşında 27 suç sabıkası olan katil 27 yaşındaki polisi İstanbul'un ortasında bıçaklayarak öldürdü. Bugünkü eğitim sistemi başladığında daha bu çocuk doğmamıştı. Bugünkü eğitim sisteminde böyle bir katil maalesef yetişmek durumunda kaldı. Bunları söylerken şunu ifade edeyim. Ne kişilerle, ne kurumlarla bizim bir derdimiz yok. Gidilen yol ile alakalı yanlış gördüğümüz şeyleri düzeltmek için hamleler yapmaya gayret gösterdiğimizi belirtmek isterim.
"Bu sene 9 ayda 950 milyar ödemişiz"
Geçen yılın bütçe görüşmeleri vardı. Muhalefet bir çok şey söyledi, iktidar bir çok şey söyledi. En nihayetinde bütçe geçmiş oldu ama bütçenin tamamına yakınını faiz ödemeleri gerçekleştirdi. 2024'ün ilk 9 ayına baktığımızda 950 milyar Türk lirası faiz ödemesi yapmışız, 9 ayda. Bu hafta 2025'in bütçesi görüşülecek. 2025'in tahmini bütçesinde ne kadar faiz ödemesi var diye baktığımda, 1 trilyon 950 milyar. Bu sene 9 ayda 950 milyar ödemişiz. 2024'te 1 trilyon 950 milyar faiz ödemesi koymuşuz. Geçtiğimiz ay 167 milyar Türk lirası borç ödememiz vardı. 167 milyar borcun 127 milyarı faiz. 40 milyarı anapara, 167 milyar borcu ödeyebilmek için de tekrar 217 milyar borçlanma durumunda kaldık. Bu şekilde devletin ekonomisini sürdürülebilir bir şekilde yönetmesi mümkün değildir. Kat be kat artan faiz gerçeği ile karşı karşıyayız."
AKLA ZİYAN YATIRIM TAVSİYESİ : BAKAN MEHMET ŞİMŞEK BEY "SADECE SİGARA İÇMEYEREK ZENGİN OLMAK MÜMKÜN" DEDİ
Mehmet Şimşek'ten yatırım 'tavsiyesi': 'Bir yıl sigara içmeyip...'
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in verdiği tasarruf örneği gündem oldu. Mehmet Şimşek, "Sadece bir yıl sigara içmeyip bunu 5 yıllığına bugünkü getiriler üzerinden mevduata koyarsanız 147 bin TL kazanırsınız" ifadelerini kullandı.
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in İstanbul'da Halkbank Gençİz Zirvesi'ndeki konuşmasında sigara örneği üzerinden yaptığı yatırım tavsiyesi gündem oldu.
Bir yıllık sigara giderinin mevduata yatırılmasıyla 147 bin TL kazanılacağını ifade eden Şimşek, şu ifadeleri kullandı:
"İnşallah hiçbiriniz sigara içmiyorsunuzdur. Yolda gelirken ben arkadaşlara 'Ortalama sigara paketinin fiyatı Türkiye'de nedir?' dedim, 'Bilmiyoruz' dediler. Bizim Bakan Yardımcısını aradım, o da bilmiyormuş. 'Ben anlamam, uçaktan inince araştırın ortalama fiyatı söyleyin' dedim. 75.24 TL imiş, biz yuvarladık 75 TL. Günlük bir paket sigara içiyorsanız yıllık maliyeti size 27 bin 375 TL... Sadece bir yıl bunu içmeyip 5 yıllığına bugünkü getiriler üzerinden mevduata koyarsanız 147 bin TL kazanırsınız. Bu sadece 1 yıl. Küçük birikimlerin etkisi çok büyük olabilir. Uzun süre içmezseniz apayrı bir konu, milyonlara çıkıyor. Dolayısıyla küçük birikimlerin etkisi çok büyük olabilir."
AKP DÖNEMİNDEKİ 22 YILDA BORÇLARIMIZIN FAİZİ İÇİN 578 MİLYAR DOLAR ÖDEDİK
Sözcü Gazetesi'nden Aytunç Erkin'in CHP'li İlhan Kesici'yle yaptığı söyleşi Kesici'nin bilge bir siyasetçi olduğunun kanıtı...
Kesici, "Uluslararası hukuka uygun bir şekilde sığınmacılar bir yıl içinde evlereni gönderilmeli" dedi.
İlhan Kesici: İranlı düşünür Sadi Şirazi'yle başlayalım: "Hükümdar göz yummazsa eşkıya kervan basamaz."
CHP'li İlhan Kesici, sohbete, Şirazi'nin bu sözüyle girdi ve dedi ki: "Bir memleketteki yolsuzluklar, arsızlıklar, cinayetler hükümdar göz yummadığı zaman olmaz."
Devlet Planlama Teşkilatı eski Müsteşarı Kesici:
"Ekonomi basitçe; geçim sıkıntısı, hayat pahalılığı ve gelir sıkıntısı yaşayan vatandaşın durumunu düzeltmek demektir. Bunlardan bir tanesi enflasyon. Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in basın toplantısıyla Orta Vadeli Program'ı (OVP) anlattı. 2025-2027 yıllarını kapsayan OVP'den sonra da CNN Türk'te bir programa katıldı. Burada soruyorlar, 'Enflasyon ne zaman düşecek, nasıl düşecek?' diye. O da tarif yapıyor: 'Bizim milletimizde yanlış algı var. Enflasyon demek fiyatların düşmesi demek değildir. Fiyatların artış hızındaki yavaşlama demek.' Biz bununla mı meşgulüz. Enflasyonun tanımı mı sorunumuz? Hayat pahalılığını bitir kardeşim. Bir de bunu gülerek söylüyor. Olayı küçümsemektir bu."
"Aynı ikili yönetmişti"
"Bugün Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Maliye Bakanı da Mehmet Şimşek. Bu ikili, 2013 yılında aynı yönetimdeydi. O zaman Başbakan Erdoğan, Maliye Bakanı da Şimşek. 2013 yılında hazırladıkları ve Meclis'in de kabul ettiği beş yıllık kalkınma programını açıkladılar.
Tarih 1 Temmuz 2013.
2018 hedeflerinde kur 1.97 olacaktı. Halbuki Meclis'te oylama yapıldığı dakikada kur 1.93'tü. Gayrı ciddilik o zaman da vardı. 2013'te kabul edilen 10'uncu 5 yıllık kalkınma planının ikinci hedefi de şuydu: Kişi başına düşen milli geliri 25 bin dolar olacaktı. Ne zaman için? 2018!
Şimdi biz 2024'teyiz. Kişi başına düşen milli gelir ne kadar? 12 bin 400 dolar. 2018 hedefinin yarısı. Yeni yapılan OVP'de 2027 için verdikleri kur oranı ne? 46.9. Bugün 34 civarında. Kuru serbest bıraksalar 46.9'u bir hafta içinde bulur.
2027 için kişi başına düşen milli gelir hedefi de 20 bin 420 dolar. Hala 2013 yılında hazırlanan 2018 diye hedef koydukları 25 bin doların çok gerisindeki bir hedefi 2027 için koyuyorlar. Bu OVP de gayrı ciddi."
En yüksek tefeci faizi
"Yabancı yatırımcılar için 'geldi, geliyor' diyorlar. Ağızlarındaki türkü bu. Bunların yabancı yatırımcı dedikleri yabancının sıcak parası. Bunun yatırımla ilgisi yok. Yatırım dedikleri; bazen bir günlüğüne, bazen bir haftalığına bazen de üç aylığına gelen sıcak para. Dünyanın en yüksek tefeci faiziyle gelen paradan bahsediyorum."
"Gıdım gıdım dolar"
"Geçen haftaki Economist dergisine bakın. 45 ülkenin faiz oranları var. Türkiye bütün dünyanın en yüksek faizini ödüyor. Bunu ben İlhan Kesici olarak söylemiyorum. En prestijli dergi söylüyor. Rusya yüzde 15, Japonya yüzde 0.9 öderken, Türkiye ise yüzde 27 ödüyor dolara.
Banka faizimiz de yüzde 50.
Mehmet Şimşek'in yaptığı şey sadece kurun sabit gibi kalmasını sağlamak ve bankaların da yüzde 50 faiz vermesi. Böyle bir durum karşısında Türkiye coğrafyasının her milimetrekaresinin dolarla dolması lazım. Buna rağmen bile gıdım gıdım geliyor. Bu, Türkiye'nin iliğinin, kemiğinin emilmesi demektir. Şimşek'in yaptığı ekonomik program bu istikamette."
"Devlet Planlama Teşkilatı kurulur, ekonomiyi düzeltecek program üç ayda hazırlanır"
Diyor ki Bakan Mehmet Şimşek: 'Başka kestirme çözüm yok ekonomide.'
Ben kestirme çözüm önereceğim: Devlet Planlama Teşkilatı (DPT). Biz plancılar biliriz ki; ekonomide sihir yoktur, sihirbaz yoktur. Ne var ekonomide? Akıl var, fikir var ve kurumlar var. DPT bu işlerin hem aklı hem fikri hem de kurumudur. 1961 Anayasası'yla geldi, çok büyük hizmetlerde bulundu. Daha da büyük hizmetlerde bulunacağı zaman kapattılar. DPT'nin birkaç tane önemli özelliği var: Birisi; yapılması lazım gelen şeyleri yapmak, ikincisi de; yapılmaması gerekenleri yaptırmamak. Örneğin; fizibilite olacak. Örneğin Osmangazi Köprüsü, Çanakkale Köprüsü'ne bakın!
Bunların bir A4'lük fizibilitelerini Türkiye bilmiyor. Bu projenin bedeli ne kadardır? Benzer projelerle entegrasyon kabiliyeti var mıdır? Başka projelerle birbirlerini tamamlayıcı mıdır? Bunu adı fizibilite.
AKP döneminde yapılmış olan tek bir projenin bir A4 sayfası kadar bile fizibilitesi yoktur. Ya normalin üstünde maliyetli ya da yapılmaması gereken proje. (Örneğin Zafer Havalimanı) DPT olsaydı hesaba kitaba uymayan projelerin yapımına izin vermezdi. DPT'nin kurulması gün geçirilmeden bir gece kararnamesiyle olmalıdır. Bir ay içinde, DPT'de çalışacak kadro toplanır. Üç ay DPT'nin ışıkları sabaha kadar yanar. Türkiye'nin bütün dertlerini çözebilecek bir plan, program hazırlarız. Hazırladık diye iş nihayete ermez. Bu programa, plana güven olması için hazırlanan iş dünyasına, üniversitelere, dış dünyaya, halka anlatılması lazım.
"22 yılda faize ödenen para 578 milyar dolar"
AKP'nin 22 yılına bakalım. 22 yıl içerisinde iktisadi faaliyetlerin en önemli göstergesi dış ticaret rakamlarıdır. Bizimkiler o ay bir evvelki yılın aynı ayının ihracat rakamını geçince allayıp pulluyorlar. İthalatın ne ihracatın ne? Türkiye 21 yılda 4. 4 trilyon dolarlık ithalat yapmış 3.1 trilyon dolarlık da ihracat yapmış. Aradaki fark 1.3 trilyon dolar. İhracat rakamının yarısı kadar dış ticaret açığı veriyorsun. Bu kapanabilir rakam değil. Kapatamayınca ne yapıyorsun? Dış borç alman gerekiyor. İktidara geldiklerinde kamu ve özelin borcu 132 milyar dolar. 132 milyar dolar Cumhuriyet'in 80 yıllık borcu. AKP'nin 22 yıllık borcu bugün 500 milyar dolar. Fazladan ettikleri borç 368 milyar dolar. Bu borca faiz ödüyoruz. Faize ödediğimiz para 578 milyar dolar. (2002-2023 arasında.)
Atatürk Barajı gibi (maliyeti: 5 milyar dolar) 115 tane baraj yaparsın, Avrasya Tüneli (maliyeti: 1 milyar dolar) gibi 500 tane Avrasya Tüneli yaparsın bu 578 milyar dolarla...
"Yaz gelince sana yonca vereceğim"
"Maliye Bakanı Şimşek'in bir sözü daha var: 'Merak etmeyin 2025'in ikinci yarısında vatandaş rahatlamayı hissedecektir.' Yapmaları gerekenleri ileriye öteleme durumu var. Ölme eşeğim ölme, yaz gelince sana yonca vereceğim. Ölmeyin, 2025'in yazından itibaren yonca verecekler. Teorik olarak diyorum; çok cahilce kurduğu bir cümle daha var: 'En zor süreçler geride kaldı.' IMF'nin mottosu nedir: 'The worst is over.' En kötüsü geride kaldı. Şunu da ekleyelim: Türkiye'de bir orta sınıf kalmadı."
"İsraf kasap süngeriyle süpürülmeli"
"Bir vergi kanunu çıkardılar. Elbette tüm dünya vergi alıyor. Gelir elde edenlerin ödeyeceği bir yükümlülük. Amenna. Soru şu: Toplanan vergi tam olarak yerine harcanıyor mu? Vergi mükellefleri gönül huzuruyla, kaçırma telaşına girmeden, devlete güvenmeli. Böyle bir durum yok. Hem merkezi idare hem de yerel idareler ağzına kadar israfla dolu. İsraf tümüyle sıfırlanmadan alınan vergi ekonomik olarak vergi olmaktan çıkar ve haraç olur. Birinci iş; sabah devletin kapısını açtığında israfla mücadele etmek gerekiyor. Bunu sıfırlamadan ne emekli, ne memur, ne çiftçi, ne işçinin durumunu düzeltebilirsin. Kasap süngeri tabiri vardır. Kasap eti ayıklar, normal eti kaldırır ve büyük süngerle kalanları süpürür. İsraf kasap süngeriyle süpürülmelidir. Ekonomi yönetimi; bütçe kalemlerinin milim milim incelenmesiyle olur."
AKP bu yıl faize 40 milyar dolar ödeyecek
"Bu yıla bakalım. Bütçede faize ödenecek rakam 1.2 trilyon lira. Yani 40 milyar dolar. Türkiye'nin bir yıllık turizm gelirine denk geliyor.
Merkezi idarenin faiz yükü bu. Örneğin; Boğaziçi Üniversitesi'ne yaptıkları bütçeden ayrılan para 3.8 milyar lira. Faize ödenen para, Boğaziçi Üniversitesi'nin 216 katı. Dışişleri Bakanlığı'na ayrılan bütçe 32 milyar lira. Dışişleri'ne ayrılan bütçeden 40 katı faize ödeniyor. Tarıma ayrılan bütçe de 91.5 milyar lira. Faize ödene para, tarıma ayırdığımız bütçenin 14 katı. Beş milyon çiftçi var. Sonra da bize tarım ürünlerindeki pahalılıktan bahsediyoruz.
Balta vurulacak yer faize ödenen paradır. Beli kırılması gereken yer israf ve faize ödenen para. Bunların belini kıracak ekonomik program şart. 22 yılda 2.7 trilyon dolar vergi topladı AKP. 70 milyar dolar da varlıkları sattılar. Ortada bir şey yok. Bir ekleme daha yapayım: Özel sektörün ödediği faiz 125 milyar dolar. O zaman da yatırım yapamazsın."
AVRUPA BİRLİĞİ NÜFUSUNUN BÜYÜK ÇOĞUNLUĞU MÜSLÜMAN OLAN ÜLKELERİ TAM ÜYE OLARAK ALMAYA HAZIRLANIRKEN LİSTEDE HER ZAMANKİ GİBİ TÜRKİYE YOK!
Karadağ, Sırbistan, Kuzey Makedonya, Arnavutluk, Bosna-Hersek, Ukrayna, Moldova ve Gürcistan'ı tam ve eşit üye olarak almaya hazırlanan Avrupa Birliği tarihinde bir ilk'e imza atarak, Müslümanların nüfus çoğunluğunu elinde tuttuğu Bosna Hersek ve Arnavutluk'u da tam ve eşit üye olarak almaya hazırlanıyor...
350-800 yılları arasında yaşanan Kavimler Göçü'nün bir benzerinden Avrupa'yı 21. yüzyılda koruyan Türkiye'ye Avrupa Birliği bunun için tek bir Euro bile ödemedi...
Çünkü AB'nin Suriyeli sığınmacılar için kullanılmak üzere oluşturduğu harcama bütçesi (10 milyar Euro) hiçbir zaman yani dün de bugün de doğrudan Türk hükümetine verilmedi...Bu para AB Komisyonu tarafından kullanılacağı yerler net şekilde belirlenerek, uluslararası yardım kuruluşları aracılığıyla harcandı...
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan: "4 milyon Suriyeli’yi misafir ettik. Muhalefet onları göndermek istiyordu" demişti...
ALAMANCILAR TÜRK VATANDAŞI OLMAK İSTEMEDİ!
Türkiye-Almanya İşgücü Antlaşması, 30 Ekim 1961 tarihinde Türkiye ile Batı Almanya (Federal Almanya Cumhuriyeti) arasında imzalanarak Türk işgücü göçünün resmi başlangıcını teşkil eden antlaşmaydı...
CHP Eskişehir milletvekili Utku Çakırözer'in açıklaması ise çok aydınlatıcı
Almanya’da çifte vatandaşlığı mümkün kılan yasa, 6 ay önce yürürlüğe girdi. Hak sahibi 600 bin Türk’ten 15 bini ay yıldızlı pasaportu istedi.Almanya’da çifte vatandaşlığı mümkün kılan Vatandaşlık Yasası’nın Modernizasyonu Yasası’ndan 585 bin Türk’ün faydalanmak istemediğini belirten CHP’li Utku Çakırözer, acı tabloyu değerlendirdi.Çakırözer, “Alman vatandaşı olan Türkler daha önce Alman vatandaşlığını kaybetmemek için Türk vatandaşlığına geçmiyordu. Engeller kalktı ama bu hakka sahip 600 bin kişiden sadece 15 bini Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı oldu” bilgisini paylaştı.Yasa Almanya’da 26 Mart’ta imzalandıktan sonra yürürlüğe girdi. Aradan geçen 9 ayda ise çifte vatandaşlık imkanı olan 600 bin Türk’ten sadece 15 bin kişi ay yıldızımızı istedi. Türk asıllı 585 bin kişi ise maalesef sadece Alman vatandaşı olarak kaldı.
ORTA SINIFIN SİLİNMESİ VE SADECE İKİ SINIFIN (ZENGİNLER VE YOKSULLAR) KALMASIYLA BİRLİKTE GENÇLER EVLENEBİLECEK EKONOMİK KOŞULLARI BİR ARAYA GETİREMEZ HALE GELDİ !
TÜİK verilerine göre Türkiye’de 1.000 kişi başına düşen evlenme sayısını gösteren “kaba evlenme hızı” 2001 yılında 8,35 olurken, 2023 yılında 6,63’e kadar düştü. Yine 1.000 kişi başına düşen boşanma sayısını belirten “kaba boşanma hızı” da 2001 yılında 1,41 olurken, 2023 yılında binde 2,01 şeklinde oldu. Kısaca evlilikler azaldı, boşanmalar ise arttı.
Evlilik süresine göre boşanmalar değerlendirildiğinde, 2023'te gerçekleşen boşanmaların yüzde 55,1’inin evliliğin ilk 10 yılında olduğu belirlendi.
2023 yılı Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi (ADNKS) verilerine göre; Türkiye'de 2008'de 4 kişi olan ortalama hanehalkı büyüklüğü azalarak 2023 yılında 3,14 kişiye geriledi.
OECD rakamlarına göre; 15-29 yaş aralığında ne eğitimde ne de istihdamda olan gençlerin oranı yüzde 27,93 ile en yüksek Türkiye’de kaydedildi. Bu da 10 gençten neredeyse 3’ünün hiçbir alanda olmadığını ortaya koydu.
Türkiye’de OECD verileri göre, 2006'da 20-29 yaş aralığında ailesiyle yaşayan gençlerin oranı yüzde 42 olurken, 2022'de yüzde 56'ya yükseldi. Gençlerin aile evinden ayrılmakta zorlandığı gerçeği de hem kültürel hem de ekonomik şekilde kendini gösteriyor.
Bunların yanı sıra sade bir nikahla evlenmek isteyen gençler için 2018 yılında İstanbul’un en gözde ve merkezi nikah salonlarından olan Kadıköy Belediye’sinde nikah kıymak hafta içi 268,5 lirayken, 2024'te yüzde 870 oranında arttı ve 2 bin 605 liraya yükseldi.
Avrupa Yakası’nda Şişli’de ise 6 yılda 150 TL'den 1.300 TL'ye yükseliş yaşandı. Artış oranı yüzde 767 oldu.
AHMET SONUÇ: BİR ÖNCEKİ NESLİNDEN DAHA FAKİR OLAN TEK JENERASYONUZ!
Ahmet Sonuç / Jahrein (1988'li), Türk internet ünlüsü, internet yayıncısı ve politik yorumcu...Akıl sağlığını henüz yitirmemiş her T.C. vatandaşının altına imza atacağı açıklamalar da yapıyor...Her görüşüne katılmasak da yüzde yüz çok haklıdır diyebileceğimiz lafları var...İşte bunlardan biri:
"Bir önceki neslinden daha fakir olan tek jenerasyonuz.Türkiye Cumhuriyeti tarihinde 1923'ten beri her nesil bir öncekinden daha kolay ev ve araba sahibi olmuş.Mesela benim annem 2009 yılında emekli ikramiyesiyle,işçi emeklisi annem, kimse yanlış anlamasın, Ankara Eryaman'da 5. etapta metro inşaatının çok yakınında, yani oraya metro yapılacağı önceden duyurulmuştu, bir ev alıyor işçi emeklisi olarak...Yani işçi emeklisi ikramiyesiyle ev alıyor...
Bizler bu insanların çocukları olarak 1990'lı çocuklar ve sizler 2000'li çocuklar bir önceki üst jenerasyonundan daha fakir olan tek jenerasyonuz...Bu ülke kurulduğundan beri...
Bakın bu lafımı iyi dinleyin...Peki sizin buna, bu duruma tepki göstermemeniz için buna odaklanmamanız için ne yapıyorlar, neler yapıyorlar? Bak o düşman onu ıslıklamış, bak bu burada bu dilde şarkı söylemiş, bak o orada onu yapmış, bak bu burada bunu yapmış diyorlar...Size hep bak cambaza diyorlar...
Bakın bir ağbiniz olarak ben size gerçeği söyleyeyim...Bunların hepsi safsata...Bu ülkede, bu ülkenin 81 ilinde de bir tane sorun var.O da garibanlık...Garibanlıktan başka sorun yok.Diğer meselelerin hepsi uyduruk, dandirik işler.Sizin kafanızı başka yerlere çekmek için uydurulmuş işler...
Çalışıyorsun 40 sene bir tane ev alamıyorsun...Bu Türkiye'nin problemi başka problemi yok...Bak cambaza diyen tiplerin gazına gelmeyin..."
ERDOĞAN'IN "GENÇLER EVLENMİYOR!" YORUMU
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, geçtiğimiz günlerde yaptığı bir açıklamasında gençlerin neredeyse evlenmediğine dikkat çekti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, söz konusu açıklamasında "Maalesef kızlara erkek, erkeklere kız beğendiremiyoruz. Ben 25 yaşında evlendim. Ancak şimdi bakıyoruz 30, 35, 40 yaşlar var. Başını alıyor gidiyor Bir an önce evliliği yapmak gerekiyor" dedi.
DONALD TRUMP DA CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN'DAN KOPYA ÇEKEREK "BEN DE EKONOMİSTİM" DEDİ!
ABD başkanı Donald Trump ABD dolarının hakimiyetini güçlendirmek ve doların küresel rezerv parası olarak kalması için Türkiye'nin de üye olmak istediği BRICS ülkelerine tehditler savurdu!
Donald Trump, BRICS'e %100 gümrük vergisi tehdidinde bulunuyor...
Trump, son basın toplantısında gümrük vergisi politikasını daha da sertleştirerek, "gümrük vergileri ülkemizi zenginleştirecek" iddiasında bulundu.
Oysa, yüksek gümrük vergileri uygulayarak zenginleşen bir ülke yok!
Trump, Kanada Başbakanı Trudeau'ya da "Büyük Kanada Eyaletinin Valisi" şeklinde hitap etti...
Donald Trump, "Büyük Kanada Eyaletinin Valisi" diye hitap ederek, Kanada Başbakanı Justin Trudeau ile alay etti.
Trump, Truth Social sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, "Geçen akşam Büyük Kanada Eyaletinin Valisi Justin Trudeau'yla akşam yemeği yemek büyük bir zevkti." ifadesini kullandı.
Gümrük vergisinin yüzde 25 artırılmasının Kanada ekonomisini olumsuz etkileyeceğini ifade eden Trudeau'ya "eyalet valisi" diye hitap edip dalga geçen Trump, "Sonuçları herkes için gerçekten muhteşem olacak. Gümrük tarifeleri ve ticaret konusundaki derinlemesine görüşmelerimize devam edebilmek için Vali'yi yakında tekrar görmeyi dört gözle bekliyorum." değerlendirmesinde bulundu.
Trump'ın bu paylaşımı, Trudeau'un Halifax Ticaret Odasında düzenlenen bir etkinlikte, Trump'ın gümrük tarifelerini artırmasının ABD'li tüketicilerin üzerindeki olumsuz etkilerine dair yorumunun ardından geldi.
Associated Press'e göre Trudeau etkinlikte, "Bence sınırın güneyindeki insanlar, Kanada'dan gelen her şeye gümrük vergisi getirilmesinin hayatı çok daha pahalı hale getireceği gerçeğine uyanmaya başlıyor" demişti.
Trudeau, kasım sonunda Trump ile Florida'daki Mar-a-Lago malikanesinde bir araya gelmişti.
Trump, başkanlık görevini devraldığında Meksika ve Kanada'dan gelen tüm ürünlere yüzde 25, Çin'den gelen ürünlere ise ilave yüzde 10 gümrük vergisi uygulayacağını duyurmuştu.
Kanada geçen yıl ihracatının dörtte üçünden fazlasını ABD'ye yaptı. Adı ve görevinin açıklanmaması koşuluyla AFP'ya konuşan bir Kanadalı yetkili, ABD'ye gümrük vergisiyle misilleme yapmak için planlar hazırladıklarını söyledi.
Öte yandan, Kanada Maliye Bakanı, Trump'ın Trudeau ile yaşadığı gümrük vergisi anlaşmazlığı nedeniyle istifa etti
Kanada Maliye Bakanı Chrystia Freeland, göreve başlayacak Başkan Donald Trump'ın gümrük vergileri tehdidine nasıl yanıt verileceği konusunda Başbakan Justin Trudeau ile anlaşamadıklarını gerekçe göstererek görevinden istifa etti.
Trudeau'ya yazdığı mektupta istifa ettiğini duyuran Freeland, ikilinin "Kanada için en iyi yolun ne olduğu konusunda fikir ayrılığına düştüğünü" ve Trump'ın "saldırgan ekonomik milliyetçilik" politikasının "ciddi bir meydan okuma" oluşturduğuna işaret etti.
Freeland, Trudeau'nun geçtiğimiz haftalarda kendisine artık hükümetinin baş ekonomi danışmanı olarak görev almasını istemediğini bildirmesinin ardından bu kararın alındığını söyledi.
İstifası, parlamentoda yıllık mali hükümet güncellemesini sunması gereken tarihten birkaç saat önce geldi.
9 yıl iktidarda kaldıktan sonra başbakan, partisinin kaderini olumsuz etkilediği endişesiyle istifa etmesi yönündeki çağrıların artmasıyla karşı karşıya kaldı.
Liberal liderin onay oranı, bir anket takipçisine göre, ilk seçildiğinde yüzde 63'ten bu yılın Haziran ayında yüzde 28'e düştü.
Freeland'ın istifasının ardından 5 Liberal Parti milletvekili, Trudeau'nun da istifa etmesi çağrısında bulundu.
Ontario'daki Markham-Stouffville milletvekili Helena Jaczek gazetecilere yaptığı açıklamada, "Şöyle söyleyelim; size çok iyi hizmet etmiş bir maliye bakanını kovmak, benim güvenilir bir hareket olarak adlandıracağım bir şey değil" diye konuştu.
Freeland, kamuoyuyla paylaştığı istifa mektubunda, Kanada'nın ABD'de başkan seçilen Donald Trump'ın kapsamlı gümrük vergileriyle başa çıkabilmek için "mali kaynaklarını hazır tutması" gerektiğini söylerken, bunun, Kanada'nın göze alamayacağı "maliyetli siyasi oyunlardan kaçınmak" anlamına geldiğini de sözlerine ekledi.
Freeland, "Önce Amerika"ekonomik milliyetçiliğine karşı koymak ve bu tarife tehditlerine karşı birlik içinde çalışmak gerekiyor" ifadelerini kullandı.