Adolf Hitler dünya savaşını kazanan ülkelerin 1918, 1919, 1920 yıllarında Osmanlı'ya ve Almanya'ya silah zoruyla imzalattığı anlaşmaları Türkiye'nin 1923'te, Almanya'nın ise ancak 1936'da yırtabildiğini söylemiş ve Atatürk'ün büyük başarılarını kıskandığını söylemişti...
Bir zamanlar yaptığı resimleri satamayan, Viyana parklarında yatıp kalkan bir evsiz olan ve Birinci dünya savaşında onbaşılıktan ileri bir mevkiye ulaşamayan Nazi Almanyası lideri Adolf Hitler, İngiltere ve Fransa arasında yapılan daha sonra Rusya'nın da katıldığı Osmanlı Devleti'nin topraklarının paylaşılmasını öngören Sykes-Picot Antlaşması'nı (16 Mayıs 1916), Mondros Ateşkes Antlaşması'nı (30 Ekim 1918) ve ABD, İngiltere, Fransa, İtalya ile Osmanlı İmparatorluğu hükûmeti arasında yapılan Sevres Antlaşması'nı ( Le Traité de Sèvres; 10 Ağustos 1920) yırtarak, çöpe atarak 24 Temmuz 1923'te İsviçre Lausanne'da Birinci Dünya Savaşı'nı kazanan ülkeleri Türkiye Cumhuriyeti lehine bir anlaşmaya imza attıran Atatürk ve silah arkadaşlarını fena halde kıskanıyordu...
Çünkü Almanya 11 Kasım 1918 Paris Compiègne Ormanı'nda imzalanan İngiltere ve Fransa'ya teslim anlaşmasını ve 1919'da imzaladığı Versailles anlaşmasını ancak Hitler'in 1933'te başbakan olmasından çok sonra 1936'da çöpe atmaya başarabilecekti...
1921 yılı Nobel fizik ödülü sahibi Albert Einstein 17 Eylül 1933'te Atatürk Türkiye'sine yolladığı rica mektubunda Almanya'da can güvenliği olmayan Yahudi profesör, akademisyen ve bilim insanlarının Türkiye'ye sığınmalarına müsaade edilmesini talep etmişti...
Nazilerin Atom bombasını üreten ilk ülke olma olasılığı 1939 yazında Albert Einstein ve fizikçi arkadaşlarını dehşete düşürmüştü!
Albert Einstein imzalı mektubu aldıktan kısa bir süre sonra ABD Başkanı Franklin Delano Roosevelt Kanada topraklarındaki Uranyum madenlerinin kiralanması talimatını verdi!
Almanya'nın Belçika sömürgesi Kongo'daki Uranyum madenlerini kullanarak atom bombası elde edebileceğini öngörerek endişeye kapılan dört fizikçi , Leo Szilard (1898-1964), Albert Einstein (1879-1955), Edward Teller (1908-2003), Eugene Wigner (1902-1995), bir araya gelerek 2 Ağustos 1939'da Albert Einstein'ın imzasıyla ABD Başkanı Roosevelt'e (1882-1945) ABD'nin atom bombası üretimi konusunda Almanlardan daha erken davranmasını talep eden çok uzun, çok ayrıntılı, çok bilimsel bir mektup yazarak ABD'nin atom bombası üretim sürecini başlatmış oldular... Dört fizikçi başlangıçta mektubu Roosevelt'e ünlü pilot Charles Lindbergh'in (1902-1974) ulaştırmasına karar vermişti...Lindbergh hakkında başlangıçta dört fizikçi de çok az bilgiye sahipti...
Lindbergh Nazi lider Hermann Göring'ten (1893-1946) 1938'de madalya almıştı, Roosevelt düşmanıydı, "Avrupalılar her zamanki gibi birbirlerini öldürürlerken Amerika Birleşik Devletleri bu kanlı savaşlara sadece seyirci olarak katılsın," düşüncesine sahipti...
Lindbergh tam bir Nazi sempatizanı ve Yahudi düşmanıydı... Einstein imzalı uyarı mektubunun Roosevelt'e ulaştırılması için uygun kurye arandığı günlerde Lindbergh'in yaptığı bir radyo konuşmasında ABD'nde gazeteler, radyolar ve haber ajanslarının (medyanın) Yahudi sermayedarların kontrolünde olduğunu söylediğini duyan dört fizikçi aradıkları kuryenin ABD'nin, Nazi ajanı, en ünlü pilotu olamayacağına karar verdi...Dört fizikçinin Almanya'nın atom bombası üreterek tüm dünya halklarını kölesi haline getirebileceği olasılığını dile getiren mektup ancak 11 Ekim 1939'da Roosevelt'e ulaştırılabildi...Mektubu Roosevelt'e Lehman Brothers'de ekonomist olarak çalışan Alexander Sachs (1893-1973) ulaştırdı... (Walter Isaacson tarafından yazılan ; Einstein kitabı; Sayfa: 478-492 arası)...
Lindbergh'in hayatıyla ilgili A. Scott Berg (1949) tarafından yazılan kitabı (1998) beyazperdeye uyarlamayı düşünen Steven Spielberg (1946) bu kararını geri alırken Lindbergh'in Yahudi düşmanı düşüncelerini detaylı olarak öğrenmişti...
Nazi Hava Kuvvetleri Komutanı Hermann Göring 23 Haziran 1939'da Polonya istilası öncesinde yapılan bir toplantıda tutanaklara göre "7 milyon Alman erkeğinin silah altına alınacağını" söylemişti...
"The Rise and Fall of the Third Reich" adlı üç ciltlik kitabında (1960) William L. Shirer (1904-1993) 1905'den 1931'e kadar on Alman Yahudisine bilime hizmetlerinden dolayı Nobel ödülü verildiğini hatırlatır...Almanya Yahudileri kovarak bilim alanındaki liderliğinden vazgeçmişti (Birinci Cilt: Sayfa 327)
Holocaust'un fikir babası Martin Luther'di!
"The Rise and Fall of the Third Reich" adlı üç ciltlik kitabında (1960) William L. Shirer (1904-1993) Holocaust'un ilk tohumlarının gelmiş geçmiş en büyük Yahudi düşmanı Martin Luther (1483-1546) tarafından atıldığını hatırlatır...Luther Yahudilere ait her şeye el konulması gerektiğini ve Yahudilerin köleleştirilmesi gerektiğini tavsiye etti... (Nazi İmpararatorluğu 1 .Cilt Sayfa: 308-309) Martin Luther'in Yahudilere nasıl davranılması konusundaki tüm dehşet verici ve korkunç fikirlerini, eksiksiz olarak (Holocaust) Hitler ve yoldaşları aynen uyguladılar...
Nazi gençlik örgütünün lideri Baldur von Schirach (1907-1974) onyedi yaşındayken Henry Ford'un "The International Jew" (1920) adlı kitabını okuduktan sonra Yahudi düşmanı olduğunu Nürnberg duruşmaları sırasında sorgulanırken Amerikalılara söyledi...Schirach 1925'te Nazi Partisine katıldı ; 1931'de Nazi Partisi Gençlik Kolu lideri seçildi...(Nazi İmpararatorluğu 1 .Cilt Sayfa: 197-329) Schirach'ın idam cezası almayan en azılı Nazilerden biri olması da Nürnberg'de gerçek anlamda adalet sağlanamadığının en güçlü kanıtlarından biridir...Albert Speer (1905-1981), Wernher von Braun (1912-1977), Leni Riefenstahl (1902-2003) gibi en büyük Nazi savaş suçluları da Amerikalılar ve İngilizler tarafından adaletten kaçırılmışlardır...
Almanya 1938'de Avusturya'da 7 milyon, Çekoslovakya'da 3 milyon Alman asıllının yaşadığını gerekçe göstererek bu iki ülkeyi yutmuştu...
Üstelik 1919'da Versailles anlaşmasıyla Almanya'dan koparılan / silahsızlandırılan Ren bölgesini 1936'da Almanlar geri almıştı...
Versailles anlaşmasına göre - Almanya Ren nehrinin doğusu ve batısında 50 kilometre boyunca hiçbir askeri faaliyet yapamayacaktı...
Yine Versailles anlaşmasına göre Almanya'da zorunlu askerlik yasası ortadan kaldırılmıştı...1935'te Almanya zorunlu askerlik yasasını geri getirdi...
Yine Versailles anlaşmasına göre Almanya ve Avusturya'nın birleşmesi yasaklanmıştı...
"The Rise and Fall of the Third Reich" adlı üç ciltlik kitabında (1960) William L. Shirer (1904-1993) Nazilerin Ren'i, Avusturya'yı ve Çekoslavakya'yı yutmasına rağmen 28 Ağustos 1939'dan itibaren Almanya'da yiyecek,giyecek, temizlik maddeleri (sabun), dokuma ürünleri, kömür ve ayakkabı gibi temel ihtiyaç maddelerinin karneye bağlandığını hatırlatır...(Nazi İmparatorluğu 2. Cilt; Sayfa: 713)
Almanya o dönemde tüm ekonomik kaynaklarını İngiltere, Polonya, Fransa ve Sovyetler Birliği gibi pek çok ülkeyi istila edebilmek, o ülkelerin halklarını köleleştirmek için seferber etmiş durumdaydı...Bir örnek: Polonya'da 1,5 milyon Alman asıllı yaşamaktaydı...
"The Rise and Fall of the Third Reich" adlı üç ciltlik kitabında (1960) William L. Shirer (1904-1993) Münihli müzik eleştirmeni Willi Schmid'in (1893-1934) sadece isim benzerliğinden dolayı yanlışlıkla Nazi cellatlarca idam edildiğini kayda geçirir (Birinci Cilt ; 292-293)
Bir başka Nazi, Sepp Dietrich (1892-1966) Bulge Savaşı'nda esir alınan Amerikalıların öldürülmesinden sorumlu olmasına rağmen alması gereken cezayı almadı...Dietrich ve diğer çok ufak cezalar alan ya da hiçbir zaman yakalanamayan Josef Mengele gibi Nazi savaş suçluları popüler kültürde konu edildiler:
"Judgment at Nuremberg" (1961; film)
"I sequestrati di Altona-The Condemned of Altona" (1962; film)
"La caduta degli dei (Götterdämmerung)-The Damned" (1969; film)
"The Odessa File" (kitabı: 1972; filmi: 1974)
"The Night Porter" (1974; film)
"Marathon Man" (1976; film)
"Salon Kitty" (1976; film)
"The Boys from Brazil" (1978; film)
"Amen" (2002; film)
"Eichmann" (2007; film)
"Operation Finale" (2018; film)
"Werk ohne Autor-Never Look Away" (2018; film)
"No enemy bomber can reach the Ruhr. If one reaches the Ruhr, my name is not Hermann Goering. You may call me Hermann Meyer."— Hermann Göring September, 1939
Alman Hava Kuvvetleri Komutanı Hermann Göring'in, "Tek bir İngiliz uçağı bile Ruhr'a ulaşırsa bana Hermann Göring değil, Hermann Meyer deyiniz" sözünün hicvedildiği bir İngiliz Avro-Lancaster bombardıman uçağı Kraliyet Hava Kuvvetleri Müzesi, Londra'da sergilenmektedir...
Voyage of the Damned
Tanıklık tutanağı niteliğinde seçkin bir film...Katolikler Orta Çağ boyunca Avrupa'da Katolik olmayanları katletti: St. Bartholomew's Day (1572), Beziers (1209) gibi katliamlar yaşandı...1515'de Venedik'te Yahudiler Ghetto denilen bir yere hapsedildi...1492'de Yahudiler İspanya yarımadasından sürüldü...Onları topraklarına kabul eden de Osmanlı Padişahı 2. Bayezid oldu...
İngiltere'de de Orta Çağ'da Yahudiler çok çeşitli sorunlarla karşılaşmıştı...Mayıs 1939'da Almanya ülkelerinde istemedikleri 937 Yahudiyi St. Louis adlı yolcu gemisiyle Küba'ya yolladı...
Nazi Propaganda Bakanı'nın amacı tüm dünyaya gemideki Yahudileri hiçbir ülkenin kabul etmeyeceğini göstermekti...Naziler bu olaydan hemen önce 500.000 Alman Yahudisinin her türlü insan hakkını elinden almıştı...
St Louis'deki Yahudileri Diktatör Batista 'nın Küba'sının bürokratları ülkelerine kabul etmek için yüklü bir rüşvet istedi...Bu rüşvet ödenmeyince gemiyi karasularından kovdular...5 Kasım 1940 seçimleri öncesinde ABD Başkan Roosevelt'te ülkesinde 13 milyon işsiz olduğu gerekçesiyle St. Louis'nin yolcularını kabul etmedi...
Gemi Almanya'ya doğru dönerken Yahudi kuruluşları gemideki Yahudilerin İngiltere, Fransa, Belçika ve Hollanda'ya kabul edilmesi için bu dört ülkenin hükümetlerini ikna etmek için yoğun müzakereler yaptılar...1942'de de Romanya Yahudilerini taşıyan Struma'yı da ülkeler kabul etmemişti...St. Louis'teki 937 Yahudiden 600'den fazlası Holocaust'ta hayatını kaybetti...