Azerbaycan'dan Çeçenistan'a gitmek üzere havalanan yolcu uçağının Kazakistan'da düşüşünün bilinmeyenleri yavaş yavaş ortaya çıkmaya devam ediyor. Kazakistan Ulaştırma Bakanlığı yolculardan 37'sinin Azerbaycan, 16'sının Rusya, 6'sının Kazakistan, üçünün de Kırgızistan yurttaşı olduğunu açıkladı. Azerbaycan Hava Yolları'na (AZAL) ait Embraer 190 tipi uçak Azerbaycan'ın başkenti Bakü'den Rusya Federasyonu'na bağlı Çeçenistan Cumhuriyeti'nin başkenti Grozni'ye gitmeye çalışıyordu...

Hazar Denizi'nin batısındaki iki kent arasında seyretmesi gereken uçağın dev gölün doğusuna niye geçtiğini hemen açıklayamadı. Sonrasında Rus devleti, Grozni'deki yoğun sis nedeniyle uçağın rotasının değiştirildiğini duyurdu...

Flightradar24, Grozni yakınlarında uçağın GPS sinyal bozucularıyla yanıltıldığını iddia etti...Olayla ilgili verileri ve videoları inceleyen uçuş takip sitesi, uçağın kontrolünde sıkıntı yaşandığını gösteren izler tespit etti.

Ukrayna Ulusal Savunma ve Güvenlik Konseyi Dezenformasyonla Mücadele Merkezi Başkanı Andriy Kovalenko, uçağın Rus hava savunma sistemlerinden biri tarafından vurulduğunu ilan etti...Düşen uçağın Ukrayna'ya ait insansız savaş uçaklarının faaliyetlerinin rapor edildiği bir bölgede uçarken yanlışlıkla Rus ateşiyle vurulmuş olabileceği tahmin edildi...

Ukrayna drone'larının Rusya topraklarına saldırıları nedeniyle hava savunma sistemlerinin alarmda olduğunu bildiren istihbarat, güvenlik ve savunma uzmanlarından Justin Crump, eldeki verilerin bu ihtimali güçlendirdiğini BBC'ye söyledi...

Ukrayna'ya ait bomba yüklü insansız hava aracı zannedilerek 25 Aralık 2024'te Kazakistan'ın Aktau kenti yakınlarında Ruslarca düşürülen uçakla ilgili olarak Azerbaycanlı yetkililer yürütülen ön soruşturma sonuçlarını paylaştı...Azerbaycan, Kazakistan'da düşürülen uçağın Rus "Pantsir-S" hava savunma sistemi (uçaksavar) saldırısına maruz kaldığı iddiasını doğruladı..

Rusya'daki sivil havacılık endüstrisini denetlemekten sorumlu devlet kurumu Rosaviatsiya Genel Müdürü Dmitriy Yadrov da açıklama yaptı. Grozni'de 25 Aralık sabahında koşulların zorlu olduğunu anlatan Yadrov, şöyle konuştu:

"Söz konusu saatlerde Ukrayna'ya ait İHA'lar Grozni ve Vladikavkaz kentlerindeki sivil altyapılara terör saldırıları düzenliyordu. Bu bağlamda, Grozni Havalimanı bölgesindeki tüm uçakların çekilmesini öngören, hava sahasının kapatılmasına yönelik tedbir uygulandı. Ayrıca, Grozni Havalimanı bölgesinde yoğun sis vardı. 500 metre yükseklikte görüş imkanı yoktu."

Azerbaycan Hava Yollarına ait "Embraer 190" tipi uçak, 25 Aralık'ta Kazakistan'ın Aktau kenti yakınlarında düşmüştü. Kazada 38 kişi hayatını kaybetmiş, 29 kişi kurtulmuştu.

Türkiye'den 8 kişilik heyet Kazakistan'daki uçak kazasını araştırmak için Bakü'ye gidiyor...


Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Bakü-Grozni seferi sırasında Kazakistan'ın Aktau şehri yakınlarına düşen Azerbaycan Hava Yolları'na (AZAL) ait yolcu uçağının incelenmesi için 8 kişilik bir heyet görevlendirdiklerini bildirdi.Uraloğlu, 25 Aralık günü Bakü-Grozni seferi sırasında, Kazakistan'ın Aktau şehri yakınlarında düşen AZAL'a ait yolcu uçağına ilişkin açıklamanın yanı sıra sosyal medya hesabı X'ten paylaşım yaptı.Söz konusu uçağın kaza-kırımının incelenmesi için Türkiye'den 8 kişilik bir inceleme heyeti görevlendirdiklerini belirten Uraloğlu, "Azerbaycan Devlet Sivil Havacılık Ajansının talebi üzerine kazanın nedenlerini araştırmak, teknik ve operasyonel analizler yapmak ve gerekli desteği sağlamak amacıyla uzman bir heyet oluşturduk. Heyetimiz, yerel yetkililerle koordinasyon içinde olayın tüm yönleriyle incelenmesi ve sonuçların raporlanması için çalışacak," ifadesini kullandı.


2014 


Malaysia Airlines 17 sefer sayılı uçuşu (MH17/MAS17), 17 Temmuz 2014 tarihinde Amsterdam Schiphol Havalimanı'ndan Kuala Lumpur Uluslararası Havalimanı'na giden, Malaysia Airlines'a ait 9M-MRD kuyruk numaralı bir Boeing 777-200ER uçağının Rusya sınırından 60 kilometre uzakta bulunan Ukrayna'nın Donetsk Oblastı'na bağlı Hrabove köyüne düşmesi sonucu 298 kişinin yaşamını yitirmesiyle sonuçlanan hava yolu felaketidir...


Hollanda mahkemesi, Amsterdam - Kuala Lumpur seferini yapan Malezya Hava Yolları'na ait MH17 uçağının, Ukrayna'nın doğusunda füze atışı sonucu düşürülmesine ilişkin davada, 2 Rus ve 1 Ukrayna vatandaşıni ömür boyu hapis cezasına çarptırdı.

Toplam 298 yolcu ve mürettebatın ölümüyle sonuçlanan olayla ilgili olarak, dördüncü sanık Oleg Pulatov, delil yetersizliğinden beraat etti. Mahkeme, MH17 uçağının, Rusya'dan getirilen BUK füzesi ile vurularak düşürülmesi konusunda hiçbir şüphe bulunmadığını vurguladı.

Uluslararası araştırma sonucu, MH17 uçağının, bir Rus askeri tugayı tarafından sağlanan ve Rusya yanlısı Ukraynalı ayrılıkçıların kontrolündeki bölgeden ateşlenen BUK füzesi ile düşürüldüğü belirlendi. 

Füze bataryasının Rusya'dan getirilmesi ve ateşlenmesindeki sorumlulukları nedeniyle 4 zanlı, gıyabında yargılandı.Mahkemeye göre, MH17 faciasının ardından, uçağı vuran BUK füze bataryası, uluslararası skandaldan kaçınmak için Rusya'ya geri gönderildi. 

Mahkeme heyeti, ses kayıtları, kamera görüntüleri ve tanık ifadeleri sonucu, uçağın Rus yapımı BUK füzesi ile düşürüldüğüne ilişkin hiçbir şüphenin bulunmadığını vurguladı. 

2010

Smolensk uçak kazası felaketi, 10 Nisan 2010 tarihinde Polonya Cumhurbaşkanı Lech Kaczynski ve eşinin de içerisinde bulunduğu uçağın, Rusya’nın Smolensk Havaalanı yakınların düşmesiyle meydana geldi…


Smolensk uçak kazası, tarihin trajik ve esrarını hala koruyan uçak kazalarından birini ifade ediyor… 

Polonya Varşova’dan, Rusya’nın Smoleńska şehrine Katyn Katliamı‘nı anmak amacıyla yola çıkan Polonya Hava Kuvvetleri Tu-154 Polonya Cumhurbaşkanlığı uçağı, nedeni bugün dahi hala çözülemeyen bir şekilde içerisindeki birçok üst düzey politik yetkilileri de dahil toplamda 96 yolcusuyla beraber yere düştü…


Polonya eski Cumhurbaşkanı Lech Kaczyński ve eşi olmak üzere, Polonya Genelkurmay Başkanı, Kuvvet Komutanları, Dış İşleri Bakan Vekili ve birçok meclis üyesi, yani neredeyse Polonya’nın tüm üst düzey yönetim kadrosu ile beraber toplamda 96 kişi 10 Nisan 2010 tarihinde Smolensk uçak kazası ile yaşamını yitirdi…

Polonya halkı için önemi büyük olan, 1940 yılında 22 bin Polonyalı savaş esirinin katledilmesinin 70. yıl dönümünü dolayısıyla Katyn Katliamını anmaya giderken, ülke liderlerinin hayatlarını bu şekilde kaybetmeleri, Polonya halkına aynı anda ikinci bir acı daha yaşatmıştır…

Smolensk uçak kazası faciasının yaşandığı sene Polonya‘da 1 haftalık ulusal yas ilan edilmiş ve bugün dahi Rusya Polonya ilişkilerinde en çok gerginlik yaratan olaylardan bir tanesi. 

Kazanın sebebi ise tam bir muamma. Kimi yetkililere göre pilotaj hatası, kimine göreyse kötü hava şartları bu kazaya sebep olmuş. Hatta yapılan ankete göre her 2 Polonyalıdan 1’i, Smolensk uçak kazasının Rusya tarafından yapılan bir sabotaj olduğunu düşünüyor.

10 Nisan 2010’da Polonya Devlet Başkanı Lech Kaczynski dahil 96 kişinin korkunç bir şekilde ölümüyle sonuçlanan uçak kazasının kurbanları Rusların planladığı ve gerçekleştirdiği “Katyn-Katin” Ormanı Katliamı’nın 70. yıldönümünde olay yerinde bir anma töreni gerçekleştirmeye gidiyorlardı.

Bu talihsiz, tüyler ürpertici kaza, 1940’ta 15 ila 22 bin Polonyalının katledildiği “Katyn-Katin” Ormanı’nın ne yazık ki 70 yıl sonra bile kanamaya devam ettiğini, 70 yıl sonra bile yeni yeni kurbanlar almaya devam ettiğini gösterdi.

“Katyn-Katin” Filmi Oscar Ödülüne Aday Gösterilmişti

Polonyalı yönetmen Andrej Wajda (6 Mart 1926 doğumlu) 80 yaşını tamamlamaya hazırlandığı Şubat 2006’da yeni nesil, genç sinemaseverlerin tarihi olayları ve siyasal konuları işleyen filmlere ilgisi göstermemesine rağmen çalışma arkadaşlarıyla birlikte Rusların yaptığı ve 15 ila 22 bin Polonyalı’nın canının alındığı, 1940 “Katyn-Katin” Ormanı Katliamı’nı konu alan bir film senaryosu yazdıklarını açıklamıştı… 15 milyon Polonya Zlotisi harcanan, Polonya ile Almanya’nın ortak yapımı bu film “Katyn-Katin” (118 dakika uzunluğunda) adıyla, Polonya’nın işgalinin 68. yıldönümünde (Eylül 2007’de) bu ülkede gösterilmeye başlanacak ve hem “Shrek the Third-Şrek 3” filminden sonra o yıl Polonya sinemalarında en çok seyirci toplayan film olmayı, hem de yabancı film dalında Oscar ödülüne aday gösterilmeyi başaracaktı. 

“Katyn-Katin”in dünya galası Sovyet Rus İşgalinin 68. Yıldönümü olan 17 Eylül’de başkent Varşova’da yapıldı. Film 21 Eylül’den itibaren de Polonya sinemalarında gösterilmeye başlandı. “Katyn-Katin”, Polonya’da 2 milyon 700 bin bilet keserken, 14 milyon dolar da hasılat elde etti. Dünya tarihinde bugüne kadar görülmüş belki de en zalim, en acımasız, en gaddar iki diktatörün (Hitler ve Stalin’in) orduları tarafından paspas gibi çiğnenen çok talihsiz bir milletin, çok şanssız bir ülkenin dinmeyen acılarının öyküsü olan “Katyn-Katin” 5 – 20 Nisan 2008 tarihleri arasında gerçekleştirilen 27. Uluslararası İstanbul Film Festivali’nde de sinemaseverlere sunuldu.


Ruslar 23 Yıl Kadar Önce “Katyn-Katin” Katliamını Yaptıklarını İtiraf Etti

Eylül 1939’da Polonya Almanya ve Sovyet Rusya arasında paylaşıldı.1 Eylül’de Almanlar, 17 Eylül’de Ruslar saldırdı. İşgal ordularının gelişmiş tank ve uçaklarının karşısına çıkarılan çağdışı Polonya süvarilerinin müthiş ve çok acıklı bir yenilgiye, hezimete uğramaktan başka çaresi yoktu. 1940 yılının ilk yarısında (Mart başından Haziran başına kadar) diktatör Stalin’in emriyle Sovyet Rusya ordusu elindeki Polonyalı esirlerden 15 ila 22 bin kadarını Rusya’nın Smolensk kenti yakınlarındaki “Katyn-Katin” ormanında katletti. Bunlar savaş öncesinde doktor, avukat, akademisyen, mühendis, polis ve din adamı olarak görev alan Polonyalılardı. ”Katyn-Katin” Ormanı katliamı 10 Haziran 1944’te Fransa’daki Oradour-sur-Glane köyündeki erkek, kadın, çocuk, ihtiyar toplam 642 masum sivilin tümünün Almanlarca katledilmesi gibi Avrupa tarihinin unutturulmak istenen on binlerce kötü, berbat anısından biridir.

“Katyn-Katin” katliamının Ruslar tarafından tamamlanmasından tam bir yıl sonra Haziran 1941’de Alman ordusu (Wehrmacht) Sovyet Rusya’yı işgâle girişti ve Katyn Ormanlarındaki toplu mezarları bularak, Sovyet Rusya’nın insanlık suçunu dünya kamuoyuna açıkladı. Ruslar Katyn katliamının sorumluluğunu yaklaşık 50 yıl boyunca (1990’a kadar) hiçbir şekilde kabul etmedi ve bu insanlık suçunun da Almanların işlediği diğer binlerce insanlık suçundan biri olduğu propagandasını yaptı. Günümüzden 23 yıl kadar önce itiraflar ve kabullenme geldi; önce Rus lider Mihail Gorbaçov, ardından da Boris Yeltsin katliamı diktatör Stalin’in emriyle Rusların yaptığını itiraf etti.

Polonya İkinci Dünya Savaşı’nda Altı Milyon Canını Kaybetti

Polonya İkinci Dünya Savaşı’ndaki Alman-Sovyet işgali sırasında 3 milyonu Yahudi asıllı toplam 6 milyon canını kaybetti… Başkent Varşova, Filipinlerin başkenti Manila’yla birlikte bu savaştan en büyük yıkım, tahribat ve zararla çıkan kentti…


Andrey Wajda’nın Babası da “Katyn-Katin” Ormanı’nda Ruslar Tarafından Öldürüldü

Katyn’de öldürenler arasında, Andrzej Wajda’nın 72. Piyade Alayı’nda yüzbaşı olan ve katledildiğinde 40 yaşında olan babası Jakub Wajda’da vardı. Andrzej Wajda babası öldürüldüğünde henüz 14 yaşındaydı… Annesi öldüğündeyse sadece 24 yaşındaydı. Andrzej Wajda’nın öğretmenlik yapan annesi on binlerce Polonyalı gibi yıllarca eşinin sağsalim eve dönmesini bekledi durdu. Zaman geçtikçe Bayan Wajda’nın da ümitleri söndü, tükendi.

“Katyn-Katin” filmini çok erken yaşta ölen, acıların kadını, sevgili annesi Aniela Zofia Wajda’ya (1901-1950) ithaf eden Andrzej Wajda delikanlılık yıllarında Alman işgâline karşı direniş hareketi içinde yer aldı. 26 Mart 2000 tarihinde Onur Oscar’ıyla da ödüllendirilen Andrzej Wajda “Man of Iron-Demir Adam” adlı filmiyle Cannes Film Festivali’nde büyük ödül Altın Palmiye’ye layık bulunmuştu.


1983 

Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği (SSCB) yani bugunkü Rusya Soğuk Savaş geriliminin zirvede olduğu 1 Eylül 1983’te hava sahasını ihlal ettiği için Güney Koreli Korean Air Lines’ın KAL007 uçuş tarifeli yolcu uçağını düşürmüştü. 

269 kişinin olduğu uçak, New York’tan Güney Kore’nin başkenti Seul’e uçuyordu. Uçak, Japon Denizi’nde Moneron Adası’na yakın bir noktada uçuş yasağını ihlal ettiği gerekçesiyle düşürülmüş, kurtulan olmamıştı. Başta olayla ilgisi olmadığını savunan SSCB, ardından uçağın casusluk yaptığını öne sürmüştü. Hâlâ aydınlatılamayan olay sonrasında Washington, dünya çapında küresel konumlama sisteminin (GPS) o dönemki versiyonu GNSS’e erişime izin vermişti. O zamana kadar GNSS, ABD ordusunun gizli projesiydi.